Mahkemece; davalının müşterek çocuğun doğumundan sonra takılan ziynet eşyalarını iade yükümlülüğü altında olmadığı, diğer ziynet eşyalarının ise davalı tarafından bozdurulmak suretiyle harcandığı, davalının bu ziynet eşyalarını iade ile yükümlü bulunduğu, ayrıca davalının iadeyi kabul ettiği eşyalar ile fatura ve veya garanti belgeleri davacı adına olan ev eşyalarının da davacıya iadesi gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, Toplam değerleri 8.822,50 TL olan ev eşyaları ile 17.108,16 TL olan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mükün olmaması halinde ev eşyalarının 8.000,00 TL lık kısmının dava tarihinden, 822,50 TL lık kısmının ise ıslah tarihi olan 02.08.2013 tarihinden, ziynet eşyalarının 2000 TL lık kısmının dava tarihinden, 9.569,25 TL lık kısmının ıslah tarihi olan 02.08.2013 tarihinden ve 5.539,51 TL lık kısmının ise eksik harç ikmali tarihi olan 20.03.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, hükmolunan tazminatlar ve nafakalar, ziynet istemi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın, karşı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde ziynet eşyalarının toplam bedelleri olan 24868,80 TL....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi; davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesi ise; mal rejimlerini düzenleyen maddelerin uygulanması gerektiğini gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda; davacı tarafından 16.06.2003’de açılan boşanma davasında maddi ve manevi tazminatla birlikte davalıda kalan ziynet eşyaları aynen olmadığı takdirde bedelinin talep edildiği, ziynetlere ilişkin talebin dosyadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği anlaşılmaktadır. O halde, Türk Medeni Yasasının 220. maddesinde düzenlenen kişisel mal niteliğinde bulunan ziynet eşyalarına ilişkin uyuşmazlığın 4787 Sayılı Yasa gereği özel mahkeme olan Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddi tazminatın miktarı, manevi tazminatın reddi ve kabul edilen ziynet eşyalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı- karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra cins, nevi ve miktarını açıkladığı ziynet eşyalarının da davacı-davalı erkek tarafından ev almak için alındığını, iade edilmediğini beyan ederek, ziynetlerin bedeline hükmedilmesini talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise ziynet eşyalarının davalı- karşı davacı kadında kaldığını savunmuştur....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Olayımıza gelince; Davalı tarafça ziynet eşyalarının kendisi tarafından ev ihtiyaçları için bozdurularak harcandığı, sonradan bu ziynetlerin aynen davacıya iade edildiği ileri sürüldüğüne göre ispat yükü davalıya aittir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının davalı tarafından evlilik birliği içerisinde bozdurulduğu kabul edilerek bunlara ilişkin talep kabul edilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden ziynet eşyalarının davalının çalışmadığı dönemde buzdurulduğu anlaşılmaktadır. Evlilik birliği içerisinde davalı tarafından müşterek gderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle ddavacıdü bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, talep edilen ziynet eşyalarının kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde bulunmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından; lehine hükmolunan maddi tazminat, manevi tazminatın miktarı ile reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, davalı-karşı davacı tarafından ise; her iki boşanma davası ve fer’ileri yönüden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacı-karşı davalı lehine 15.000,00 TL maddi tazminata (TMK.md.174/1) hükmolunmasına rağmen hükümde 15,00 TL yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın ziynet eşyalarının düğünün akabinde kendisinden alınıp...
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadın, boşanma ve ferileri yanında, ziynet eşyalarının iadesi, iadenin mümkün olmaması halinde ise bedelinin tarafına ödenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece 17.230 TL ziynet bedeline hükmedilmiştir. Hükmedilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değeri hükümde ayrı ayrı gösterilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298, Maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz....
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tazminatlar, nafakalar, ziynet eşyalarının iadesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1)....