Bu bağlamda, somut olayda, davacı evden ayrılmadan ziynet eşyalarının davalılar tarafından zorla elinden alındığını ve satıldığını, davalı kocanın ziynetlerini bozdurup araba aldığını ileri sürmüş, davalılar ise davacının takıları alarak evden ayrıldığını belirtmiştir. Davacı, evden ayrılmadan ziynet eşyalarının davalılar tarafından zorla elinden alındığını ispatlayamamıştır. Ne var ki; davacı davada yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece; davacıya, davalı tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılmadan karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulup harcandığı iddiasının asılsız olduğunu, 28/06/2016 tarihli duruşmada yemin teklifine ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini, davanın reddinin gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; ziynet eşyalarının iadesi- alacağı davası niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Davacı - davalının ziynet eşyalarının iadesi davasına yönelik istinaf başvurusu yönünden; İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2009 yılında boşandıklarını ve müvekkiline düğünde takılan ziynetlerin evlilik birliği sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulduğu, parasının ise davalı tarafından ailesine gönderildiğini belirterek söz konusu ziynetlerin aynen iadesi olmadığı taktirde bedeli olan 26.500 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının ziynet eşyalarını müşterek evden ayrılırken yanında götürdüğünü ve ayrı yaşadıkları 2003-2004 yılında bozdurulup, davacı adına ev alındığını ve davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, ziynetleri alma fırsatı olmadan ailesinin yanına götürüldüğünü, ziynet eşyalarını alamadığını belirterek ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....
aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....
Davacının ziynet eşyasına ilişkin talebi boşanma davasından tefrik edilmiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının bedeline ilişkin açtığı davanın kısmen kabulü ile 15.07.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak 56.874,29 TL ziynet eşya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Davacı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
değil ise ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 29.217,05 TL'nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine..." dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, boşanma dosyasından tefrik edilen karşı dava dilekçesi ile; davalının davacıya düğün sırasında takılan ziynet eşyalarını iade etmediğini, bu ziynetlerin davalının abisinin ihtiyaçları için satılıp bir daha geri verilmediğini, ziynet eşyalarının bedellerinin 24.975,00 TL olduğunu, ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı, nişan bozulduktan sonra ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia etmekte, davalı da ziynet eşyalarının davacıya iade edildiğini beyan etmektedir. Bu durumda davalı kadın, dava konusu ziynet eşyasının iade edildiğini ispat yükü altındadır. Bunu da her türlü yasal delil ile ispat edebilir. Davalı tarafından, nişanda takılan bileziklerin nişan bohçası ile birlikte davacıya iade edildiği belirtilmesine rağmen, davalının annesi ve babası mahkemece alınan beyanlarında nişan bohçasının iade edilmediğini, bileziklerin davacının annesine iade edildiğini beyan ederek davalının beyanlarına aykırı beyanda bulunmuşlardır. Somut olayda; dosyaya bakıldığında davalı tanığı olarak davalının annesi ve babasının ziynet eşyalarının iade edildiğini savunduğu, davacı tanıkları ve davalının annesi ile babası dışındaki davalı tanıkları bileziklerin davacıya iade edilip edilmediğini bilmediklerini beyan etmişlerdir....