Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü ise davacı kadındadır. Somut olayda; uyuşmazlık davacının annesinde kalan bir kısım ziynet eşyalarının, 2000 yılında araç alırken bozdurulup davalıya verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Dosya içinde mevcut; davacının annesi ... tarafından arabanın alındığı tarihde, davalı ...'a 18.09.2000 tarihli banka havalesi yoluyla (davaya konu ziynet eşyalarından gerdanlık ve bilezik setinin bozdurularak) 350 TL'nin gönderildiği anlaşılmaktadır....
O halde, çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının davalılara teslim edildiği hususu tarafları bağlamakta olup, bu durumda davalı eş ve davalı kayınpederin çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya geri verdiklerini kanıtlamaları gerekir. Oysa ki davada, davalılar senette yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiklerini yazılı bir belge ile kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece; ziynet eşyaları yönünden çeyiz senedini teslim alan sıfatı ile imzalayan kayınpeder ...'ın da davalı ... ile birlikte sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ziynet eşyaları yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozma sebebi yapılmıştır....
Davalı vekili dilekçesinde; davacıya takılan ziynet eşyalarının davacı elinden alınmadığını, davacı iddiasının yersiz olduğunu, müvekkilinin sadece 4 adet... model bileziği davacı eşin rızası ile evin ortak giderleri için bozdurduğunu, başkaca bir ziynet eşyasına dokunmadığını, bozdurulan bilezikler dışındaki ziynetlerin davacıda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatı ile) DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir....
eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin ödetilmesi istemlerine ilişkindir....
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri ile ziynet eşyalarının iadesi, iade mümkün olmadığı taktirde bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça her iki boşanma davası, ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edilen kısmı ve bu davada yargılama giderleri, davalı - karşı davacı tarafça kusur belirlemesi, müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakalar, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen kısmı ve faiz işletilmemesi ile bu davada kadın aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
GEREKÇE : Davalar karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve kadın eş tarafından açılan ziynet eşyalarının iadesi davalarıdır. Davacı/davalı erkek vekili hem asıl davada hem birleşen davada verilen tüm hükümleri istinaf etmiştir. Davalı/davacı kadın vekili kararı lehine verilen maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası, ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden istinaf etmiştir. TARAF VEKİLLERİNİN BOŞANMA DAVALARINA YÖNELİK İSTİNAFLARI AÇISINDAN Taraflarca açılan iki davanın niteliği boşanma davası olup, hüküm verilirken nazara alınacak en önemli husus, tarafların boşanma sebebi sayılabilecek kusurlu davranışlarıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları ile özel eşyalarının davalı tarafta kaldığını, fiili birlikteliğin son gününde müvekkilinin evden ayrılırken bu eşyaları yanına almasına fırsat olmadığını belirterek ziynet eşyaları ve diğer eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 33.230,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de müşterek haneden ayrıldığı gün ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından zorla alındığını belirterek talebine konu çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların nelerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarını giderken beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ayrıca ziynet eşyalarının değerlerinin dava tarihi itibarıyla hesaplanması gerekirken düğün tarihi ve bilirkişi incelemesinin yapıldığı tarih itibarıyla hesaplandığı bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli olmadığı gibi ziynet eşyalarının hüküm fıkrasında değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi de yanlış olmuştur. O halde, ziynet alacağı davasının yalnızca 5 adet (22 ayar toplam 85 gram) bilezik ve 12 adet çeyrek altın yönünden dava tarihi itibariyle değerleri hesaplanmak suretiyle denetime elverişli şekilde bilirkişi raporu alınarak ve değerleri hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilerek kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacı-karşı davalı kadın tarafından talep edilmeyen ziynet eşyasına hükmedilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....