Mahkemece, davanın kabulü ile davacı tarafça talep edilen ziynet eşyaları bedeli olan 13.330,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından taleplerinin aynen iade, aynen iade mümkün olmazsa bedelin iadesine ilişkin olduğu, mahkemece talepleri doğrultusunda karar verilmediği gerekçesiyle, temyiz edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı kadının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşında, davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmamaktadır. Zira ziynet alacağı dilekçeler aşamasında usulünce dava edilmediği gibi, davacı tarafça usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra sunulan 25.08.2015 tarihli dilekçenin bir dava olarak ele alınması düşünülemez. Öyleyse, mahkemece davacı kadının ziynet alacağına yönelik talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde hüküm kurulması gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Ziynet eşyaları açısından; ziynet eşyalarıyla ilgili olarak davacı kadın dosyaya CD sunmuştur; dinlenen davalı tanıklarının tümü ziynet eşyalarının davacı kadın uhdesinde kaldığını, davacı kadının ziynet eşyalarını zaman zaman taktığını gördüklerini, ayrıca davacı kadının ziynet eşyalarının bir kısmını bozdurarak bilezik yapmayı planladığını beyan etmişlerdir, davacı tanıklarının beyanları ise görgüye dayalı değil daha çok davacıdan duyum şeklinde olduğundan; davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilememiştir, Davacı kadının 2019 yılı temmuz ayında müşterek konutu kendi isteğiyle terk ettiği dikkate alındğında ziynet eşyalarını da yanında rahatlıkla götürebileceği kanaatine varılarak ziynet alacağı talebinin reddi kararı verilmiştir....
Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın dava dilekçesinde, düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kadından alınarak borçları nedeniyle bozdurulduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise kadının evden giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece kadının ziynet talebi reddedilmiş ise de, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğü ispatlanamamıştır. Buna karşın kadının tanıkları Emine Erden, Hüseyin Erden ve Şükrü Bal'ın beyanları ile düğünden sonra altınların davalı tarafından bozdurularak borçları için kullanıldığı tereddüt oluşturmayacak şekilde ispatlanmıştır. Bu nedenle kadının ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir ve dosya kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu dikkate alınarak kadına düğünde takıldığı sabit olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin verilmesine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; ziynet eşyalarının, zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, çeyiz eşyalarının ise, taşınma sırasında bir kısmının davacı ailesine gönderildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile ziynet eşyası talebinin reddi, bir kısım çeyiz eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 2.598,50TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
SAYILI DOSYA DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl ve birleşen dava eşler arasındaki çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynetlere ilişkin davaların reddine, çeyiz eşyalarına yönelik davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
MANEVİ TAZMİNATZİYNET EŞYALARININ İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 41 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 42 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 43 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 47 ] "İçtihat Metni" Davacı H… …. vekili avukat İlyas tarafından, davalı Mustafa aleyhine 20.09.2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat ve eşya iadesi istenmesi üzerine, mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.10.2007 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, ziynet eşyasının iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "...mahkememizce dinlenen tanık beyanlarına göre tanıkların tamamının davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının kullanmadığını beyan etmesi ve ziynet eşyası olan bir kadının hayatın olağan akışına göre en azından özel günlerde sahip olduğunu ziynet eşyasını kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı düşünülerek tutarlı olan bu tanık beyanlarına göre ziynet eşyalarının davacı yanda olamdığı kanaati mahkememizde oluşmuştur. Uyuşmazlık konusu diğere bir husus da ziynet eşyalarının bozdurulup ne için harcandığıdır. Zira ziynet eşyalarının bozdurulup müşterek ihtiyaçların karşılandığı hususu davalı tarafından ispat edilmesi durumunda davalı ziynet eşyalarını iade yükümlülüğünden kurtulacaktır....
Dava, ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin davanın reddine, teslim edilen eşyalara ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, fırına ilişkin davanın kabulü ile aynen iadesine olmaz ise edeli olan 500 YTL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece Dairemizin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik bozma ilamı gereğince davada kabul ve red oranları dikkate alınarak davacı lehine 1.745,40 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....