GEREKÇE: Davanın konusu, ziynet (mehir) ve kişisel/ çeyiz eşyası alacak talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı ve istinaf dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; davanın, erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı kadın tarafından açılan karşı boşanma davası içerisinde istenen mehir ve kişisel eşya alacağı davası olarak açıldığı, mahkemece boşanma davasındaki yargılama sırasında kadının bu konudaki alacak davasının tefrik edildiği anlaşılmıştır....
tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Dairemize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; ziynet eşyası alacak davası ile birleşen tedbir nafakası davası yönünden HMK'nın 362/1- a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi, eşya ve ziynet alacağı talebi konusunda anlaşarak anlaşmalı şekilde boşandıkları, artık kadının anlaşmalı boşanmada talebi olmadığını açıkca ifade ettiği ziynetler konusunda ziynet alacağı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği görülmekle, davalı vekilin gerekçenin düzeltilmesine yönelik haklı istinaf talebinin kabulü ile gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir....
Davalı; davacının 2010 yılında evi terk ettiğini, sonra nafaka davası açtığını, nafaka davası açması üzerine kendisinin boşanma davası açtığını, davacının ziynet eşyalarını hiç bir zaman almadığını, 2.5 yıl süren evlilikleri süresince ziynet eşyalarının davacı tarafta olduğunu, davacı ile tartışmaları sonunda davacının kişisel eşyalarını ve ziynet eşyalarını alarak evden ayrıldığını, evden ayrılırken abisini de çağırdığını; ayrıca, iddia ettiği kadar ziynet eşyasının da takılmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, açılan davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; ziynet alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, kadının mal rejiminden kaynaklanan alacak talebi hakkında erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 331 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili maddeleri. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından reddedilen boşanma ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin çalışmadığı, eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....
Davacı/k.davalı erkeğin ziynet eşyası alacak davası yönünden verilen karara ilişkin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; kadın tarafından açılan boşanma ve alacak talepli karşı dava dilekçesine karşı, davacı/k.davalı erkek tarafından verilen cevap dilekçesinde, kadın tarafından talep edilen ziynet eşyalarının miktar ve niteliğine itiraz edilmemiş olup, ziynet eşyalarının yerine davacı/k.davalı erkeğin daha fazlasını kadına aldığı belirtilmiş, bu durumda, kadına ait ziynet eşyalarının erkek tarafından iş yeri açılırken bozdurulduğu ispatlanmış olup, kadına tekrar geri iade edildiği savunması yönünden, ispat yükü kendinde olan erkeğin bu savunmasını ispatlayamadığı, talep edilen altınların erkek tarafından bozdurulduğu ve kadına iade edilmediği, bu nedenle alacak davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, ziynet eşyası alacak davasının da, kabulü kararına yönelik erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından,erkeğin davası, boşanmanın ferileri ve ziynet hükmündeki bedelin iadesi hükmü; davalı-davacı erkek tarafından ise, kadının davası, boşanmanın ferileri, kabul edilen ziynet alacağı ve ziynet alacağı davasında kendisi yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, mahalli mahkemenin verdiği 2015/800 esas. 2016/754 karar sayılı karara karşı davacı-davalı kadın tarafından her iki boşanma davası ve reddedilen ziynet alacağı talepleri ve davalı-davacı erkek tarafından tazminatların miktarı, velayet, kabul edilen ziynet...
kendi üzerilerinde bırakılmasına, bakiye avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, boşanma davası yönünden kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Dairemize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık, ziynet eşyası alacak davası yönünden HMK'nın 362/1- a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Karşı davacının talebi olan ziynet alacağı davası ve mal rejiminin tasfiyesi davası boşanmanın eki niteliğinde taleplerden olmayıp, ziynet alacağı davasının hukuki dayanağı TMK 226.maddesi olup, bunun görülebilmesi için taraflar arasında herhangi bir boşanma davasının olmasına dahi gerek olmayıp, her zaman kişisel eşyanın iadesinin talep edilebileceği, mal rejimi tasfiyesi davasının ise hukuki dayanağının farklı olduğu, bunun için tarafların boşanma davasının kesinleşmesinin gerektiği ve ancak karşı davalıya ait mal varlığının tasfiyeye konu edilebileceği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından ziynet alacağı davası ve mal rejimi tasfiyesi davasının tefrikle ayrı ayrı esaslara kaydedilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi hernekadar davacı 2019/317 esas sayılı dosyaya verdiği 16/11/2021 tarihli dilekçesi ile tasfiyesini talep ettiği malların ziynetler ve çeyiz eşyaları ve şahsi eşyalar olduğunu belirtmiş ise de bu eşyaların mal rejiminin tasfiyesine konu edilemeyeceği zira bunların TMK...