Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belirsiz alacak davası koşullarının, bu arada objektiflik unsurunun çeyiz ve ziynet eşyası alacaklarına ilişkin davalarda nasıl anlaşılması gerektiği konusunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Belirtilen konulu davalarda uyuşmazlığın çözümü için; eşyaların adet ve niteliği, piyasadaki ilk alımları sırasındaki rayiç değerleri, kullanım ile yıpranacak olanların değer kaybı ve zamanla değer kazananların fiyat artışı ve buna göre dava tarihi itibari ile bedellerinin tespiti gerekmektedir. Davacının ziynet eşyaları yönünden hiç bir araştırma yapmaksızın bir çok kaynaktan (internet, kuyumcu vs.) ziynetlerin ayar ve gramına göre değerini belirleyebileceği; çeyiz eşyaları bakımından da basit bir piyasa araştırması ile edineceği bilgi çerçevesinde yapılacak hesaplama ile eşyaların belirtilen şekilde değerini ortaya koyabilecektir....

SAVUNMA : Davalı vekili 19.03.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının halen derdest olup bu davanın görülebilirlik şartının gerçekleşmediğini, davacının haksız olduğunu ,boşanma dosyasında kadının "sadakatsizlik " nedeniyle kusurlu bulunduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini tarafların onüç ay evli kaldıklarını, davalıda ziynet eşyası bulunmadığı gibi kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia edilen sayı, miktar, nitelik ve değerde ziynet eşyasının da bulunmadığını ayrıca dava konusu edilen ziynetlerin v.s. eşyaların örf ve adetlere göre salt davacı tarafa mı ait olduğu, kim tarafından takıldığı,erkeğe verilenleri de kapsayıp kapsamadığının net olmadığını bu durumu davacının ispatlaması gerektiğini, davacının dilekçesinde geçen buzdolabı ve çamaşır makinesi dışındakilerin tamamının davalıya ait olduğunu, davacı ziynet eşyalarına zorla el konulduğunu iddia etmesine rağmen kayıt ve görüntülerle de ispatlanacağı üzere ziynetleri sosyal ortamlarda ve...

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların düğün töreninde davacının talep etmiş olduğu kadar ziynet eşyası takılmadığını, davacının bazı ziynet eşyalarını günlük olarak yada bazı özel törenlerde kullandığını 2008 yılında tarafların birlikte banka kasası kiraladıklarını ve davacının günlük olarak kullanmak istedikleri altınlar (altın set, yüzükler, 2-4 bilezik) dışındaki diğer ziynet eşyalarının kasaya konulduğunu, aile içi huzursuzluklar artınca tarafların 13.10.2010 tarihinde birlikte kasayı açtıklarını ve davacının kasada bulunan diğer bileziklerini de aldığını, o tarih itibari ile kasada 17 adet çeyrek altın, 2 tane yarım altın, 2 tane de düz ince bilezik kaldığını, davacının tüm eşyalarını toplayarak gizlice evden ayrılması üzerine sinirlenen davalının banka kasasında kalan bu ziynet eşyalarını aldığını, bunlardan 17 adet çeyrek ve 2 yarım altının düğünde davalıya takıldığını ve ona ait olduğunu, belirterek, davanın reddini istemiştir....

    ve müvekkiline ait olan şahsi eşyaların, çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının müvekkiline geri iadesi, mümkün olmaması halinde nakit değerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya ve ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya ve ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz eşyası ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2009 yılında boşandıklarını ve müvekkiline düğünde takılan ziynetlerin evlilik birliği sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulduğu, parasının ise davalı tarafından ailesine gönderildiğini belirterek söz konusu ziynetlerin aynen iadesi olmadığı taktirde bedeli olan 26.500 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir....

          Mahkemece; davacının çeyiz eşyası ile ilgili talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacının ziynet eşyası ile ilgili talebinin kısmen kabulü ile;16.02.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda değeri belirlenen ziynet eşyalarından 22 ayar 8 adet bileziğin 7 adet olarak diğer ziynet eşyalarının raporda belirtilen şekli ile davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine; aynen iade mümkün olmadığı takdirde 19.685,00-TL ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir. Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde; düğünde takılan takıları satılmak suretiyle davacının ablaları ile hisseli olarak ev aldığını, cumhuriyet, yarım ve çeyrek altınların ziynet eşyası niteliğinde olmadığını, bu eşyaların örf ve adet gereğince müşterek olduğunu, davacının, davalıyı zarara uğratmak için bu tür girişimlere girdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, düğünde ve doğumda takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıdan alındığı, davacının baba evine üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmaksızın döndüğü, alındığı bildirilen dairenin dava ile ilgisi bulunmadığı, söz konusu dairenin 2006 yılında davacı ve kardeşlerine babası tarafından alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

              Bu nedenle ziynet eşyalarının, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere verildiğini, bu eşyayı kadından alan kişi ispat etmelidir. Somut olayda; davacı, onbeş tane cumhuriyet altını, on adet çeyrek altın, altı adet ... burması, üç altın yüzük ile bir altın kolyenin iadesini talep etmiş ise de, gösterdiği kendi delilleri ile bu ziynet eşyalarının düğünde takıldığını ispatlayamamıştır. Ancak, davalı koca, düğünlerinde sadece 4 adet bilezik ile davetliler tarafından bir miktar çeyrek altın takıldığını ve bunlardan bir adet bileziğin davacı tarafından götürüldüğünü, diğerlerinin ise ihtiyaç için bozdurulduğunu ikrar etmiştir. Nitekim, tanık olarak dinlenilen babası Hanifi Bayırlı’da, düğüne katılan davetliler tarafından takılan 10 -15 adet altını davalıya verdiğini ve bu altınların borçlar nedeniyle bozdurularak harcandığını beyan etmiştir....

                diğer kişisel eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün değil ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eşyaların bedeli olan 5.000 TL'nin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu