Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ziynet alacağı davası ile manevi tazminat talebinin reddi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından zaman içerisinde bozdurulup harcadığını beyanla bedelini talep etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının kadının çalıştığı kantine mal almak için kendi rızasıyla iade edilmemek üzere evlilik birliğine bağışladığını ileri sürmüştür. Davacının rızasıyla da olsa bunları geri istememek üzere erkeğe verdiği iddia ve ispat edilmedikçe, erkek bunları geri verme borcu altındadır....

    Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir....

      Mahkemece Harçlar Kanunu'nun 30.maddesi gereğince, bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden eksik nisbi harcın tamamlatılması için davacı vekiline süre verilmesi gerekirken eksik nisbi harç tamamlatılmadan dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilen bedel talep gibi değerlendirilerek ziynet eşyaları ile ilgili yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan çeyiz eşyalarının evde ortak kullanılan eşyalar olması eşyaların davacıya ait olmadığını göstermez. Öncelikle dava dilekçesinde belirtilen eşyaların mülkiyetinin kime ait olduğunun tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik inceleme sonucu çeyiz eşyalarına ilişkin davanın reddine karar verilmesi de doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmuştur....

        Bu çerçevede; Düğünde takılan ziynet eşyalarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalının cevap dilekçesi içeriğinde bir kısım ziynet eşyalarının ev eşyalarının alınması sırasında bozdurulduğunu kabul ettiği, tanık Mustafa İsen'in tüm altınların bozdurulduğu yönündeki beyanı ile tanık Cemile Ertunç'un altınların evlilik içinde kısım kısım bozdurulduğunu davalıdan ve taraflardan duyduğuna ilişkin beyanları dikkate alındığında, ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde ihtiyaçlar için bozdurulduğu ve davacı kadına iade edilmediği yönündeki mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Somut olayda; Mahkemece, ülke genelindeki örf ve adetler, gerekse yerel örf ve adetler dikkate alındığında kolluk tarafından yapılan araştırmanın olaya uygun olduğu ve düğünde damada takılan ziynet eşyalarının ve paranın damada ait olacağının kabulünün gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davacı tarafın damada takılan ziynet eşyalarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; düğünde takılan tüm takılarla birlikte çeyrek altınların da kadına bağışlanmış olması nedeni ile bir kısım çeyrek altınlar yönünden de davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece; dava konusu edilen ziynet eşyalarının düğünden sonra davalı tarafından davacıdan alındığı ve bir daha geri verilmediği, ziynet eşyalarının davalının annesinin kasasında olduğu ve davacı tarafa iade edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda; ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde değerleri toplamı olan 37.235 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmekle yetinildiği halde, sonradan yazılan gerekçeli kararda ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde değerleri toplamı olan 37.235 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmiştir. Buna göre, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır....

            CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının ziynet eşyalarının bir kısmının davacının kendisinde olduğunu, bir kısmını ise davacı tarafından cezaevinde yatan kardeşinin vekalet ücretinin ödenmesi için kendisi tarafından bozdurularak ailesine verildiğini, davacının ziynet eşyalarını sürekli olarak üzerinde taşıdığını, davacının ortak konuttan ziynet eşyalarınıda alarak Denizli'ye rutin doktor kontrolüne gideceğini söyleyerek ayrıldığını, geri gönmedğini, davacının evden planlayarak ayrıldığını, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir. III....

              , ona iadesinin gerektiğini, karşı tarafın müvekkiline ait ziynet eşyalarını ve müvekkilinin üzerine Ziraat Bankası Görele şubesinden kredi çekerek iş kurma amacıyla müvekkilinin üzerine dükkan aldığını, eşinin daha sonra müvekkilinin tek güvencesi olan ziynet eşyaları ile birlikte üzerine almış olduğu dükkanı abisinin üzerine devrettiğini, ancak eşinin müvekkiline ait olan ziynet eşyalarını, kanuna göre kişisel mallar olarak sayılan ziynet eşyalarını geri bile vermediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00....

              Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma -Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı erkeğin davacı kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın dava dilekçesinde davalı eşi tarafından ziynet eşyalarının rızası dışında alındığını ve iade edilmediğini beyanla, ziynet eşyalarının aynen iade veya bedelini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “davacı kadına düğünde takılan takılar ile davacı adına ev alındığı anlaşıldığından...

                  UYAP Entegrasyonu