Diğer taraftan mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacı tanıkları tarafından ziynet eşyalarının davacının kayınvalidesinin kasasında kaldığını beyan etmelerine karşı davalı tanığı, davacı tarafından götürüldüğünü bildirmiştir. Mahkemece davacı tanıklarının ziynet eşyalarının davacının kayınvalidesine ait kasada bulunduğu yönündeki bilgilerinin görgüye bağlı olup olmadığı veya hangi nedenlere bağlı olduğu açıklattırılarak, oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken sadece CD incelemesine dayanılarak ziynet eşyaları hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Davacı kadın vekili 06.11.2013 havale tarihli dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının bedelini 15.474 TL olarak belirtmiştir. Mahkemece 16.182,00 TL. ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışınka kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise, yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.10.2015(Çrş.)...
Dava, ziynet eşyası bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya ait ziynet eşyalarının davalıda kaldığını,evden ayrılırken götürme imkanı bulamadığını belirterek ziynet eşyalarının bedeli olan 31.119.-TL'nin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davacının tüm çeyiz eşyaları ile birlikte ziynet eşyalarını da aldığını, buna ilişkin davacı imzasını taşıyan yazılı belge olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı tarafından ibraz edilen davacı imzasını taşıyan belge ile davacının ziynet eşyalarının tümünü davalıdan teslim aldığı ve davalıdan davacının ziynet alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı kadın, gösterdiği delillerle dava konusu ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ve iade edilmediğini ispatlamıştır. Buna mukabil davalı erkek, ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini, evin, eşin ve çocuğun ihtiyaçları için kullanıldığını savunmuştur. Davalı, ziynetlerin davacı kadının rızası ile geri alınmamak üzere bozdurularak bedelinin harcandığını ispat yükü altındadır. Somut olayda erkek, ziynet eşyalarının kadının rızası ile geri alınmamak üzere bozdurulduğunu yemin delili dışında gösterdiği delillerle ispat edememiştir. Ne var ki davalı erkek delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır....
Davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alındığını ve harcandığını başka bîr delille de ispatlayamamıştır. O halde, davacı kadının ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017...
Somut olayda; davacı tarafından, nişanda ve düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı ile araba alınıp, kalan iki bilezik ile davalı tarafından satılmak amacı ile kot alındığını iddia etmiş, davalı ise; cevap dilekçesinde araba alınmasını davacı kadının istediğini, ziynet eşyalarının tarafınca ödünç olarak alınmadığını, ziynet eşyalarını daha sonra iade edileceğini söylemediğini, kadının rızası ile harcandığını savunmuştur. Bu durumda ispat yükü davalı erkekte olup, davalı ziynet eşyalarının davacı tarafça geri iade edilmemek üzere verildiğini, hibe edildiğini ispat etmek külfetine girecektir. Davalı iddiasını ispata yönelik olarak tanık dinletmiş, yine açıkça yemin deliline dayanmıştır. Yemin delili, HMK'nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir....
Davalı vekili 9.2.2012 havale tarihli dilekçesinde, toplam 7 adet ayrıntılarını bildirdiği bileziğin bozdurulduğunu kabul ettiğine, bu konuda davacı kadının rızası ile iade edilmemek üzere alındığını kanıtlayamadığına göre bu ziynetler hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....
Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde, çeyiz eşyaları ile davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının iade edilmediğini belirterek 23 kalem halinde belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi yada bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında dava dilekçesinin 14,15 ve 16. Sırasında kayıtlı (190 adet çeyrek altın, 4 adet 50 lik altın, 9 adet yarım altın) altınların, 21. sırasında (4 adet hediyelik bilezik) ve 22....
ve ziynet eşyalarının müvekkiline geri iadesi, mümkün olmaması halinde nakit değerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafın sair karar düzeltme talepleri yerinde olmadığında reddine, Ancak; davalı taraf cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarına ilişkin olarak, davacının taleplerinin abartılı olduğu ve dava dilekçesinde talep edilenden daha az altın takıldığı, çoğunun mutad hediyeler olduğunu, iade istenemeyeceğini savunmuş olup, "ziynet eşyalarının davacı tarafa iade edildiğine yönelik" herhangibir beyan ve savunmada bulunmamıştır. Hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.(HUMK 74.md. HMK 26.md.) Somut olayda; davalının ziynet eşyalarının davacı tarafa iade edildiği hususunda savunması bulunmayıp, mahkemece davalı tarafın savunması dışına çıkılmak ve davalı savunması dışında ziynetlerin iade edildiğine yönelik tanık beyanı esas alınmak suretiyle, ziynet eşyalarının davacıya iade edildiği gerekçe gösterilerek, buna ilişkin davacı talebinin reddi doğru görülmemiştir....