Davada, davacı kadına takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen, olmadığında bedeli talep edilmektedir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından ev almak için bozdurulduğu, 4.500 TL'lik altının davalının kardeşine olan borcunu ödemek için bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bozdurulup harcanan ziynet eşyalarının iade edilmemek kaydıyla davalı kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını davalının ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının ispatlaması halinde davalı koca ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur....
Mahkemece, davaya konu ziynet eşyalarının 06.07.2010 tarihinde davacının babası ... tarafından davalı ...'ın babası olan diğer davalı ...'e tutanakla teslim edildiği, ziynet eşyalarının davalı yana iade edilmesinden davacının haberinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, davacının altınların rıza dışında elinden alındığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, red kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerleşmiş ... kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Yasada aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (M.Y.md....). ....
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynetlerin bir bölümünün davacı tarafından bozdurulduğunu, geriye kalan ziynetlerin ise davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası; rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı tarafından açılan boşanma davasının reddedildiğini, tarafların halen ayrı yaşadıklarını, davacıya düğün hediyesi olarak verilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davalılarda olduğunu belirterek; öncelikle aynen iadesine, iadesi mümkün olmaması halinde 2.000TL bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının davacıda olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir....
Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı tarafça "ziynet eşyalarının boşanma sürecinde davalı tarafından alıkonulduğu ve davacıya teslim edilmediği" iddia edilerek aynen iadesine, mümkün olmazsa bedeline hükmedilmesinin talep edildiği, davalı tarafça ise "ziynet eşyalarının davacının uhdesinde bulunduğu ve davacının evi terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünün" iddia edildiği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu uyarınca talebe konu ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerlerinin tespit edildiği ve taraf tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır. Kural olarak düğün sırasında geline takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığı hususu koca tarafından kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur....
kendisine takılan ayrı ayrı saydığı toplam 68.830,00TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı adına açılan banka kasasına konulduğunu, davalının kendisinin haberi olmadan söz konusu kasadan aldığı ziynet eşyalarını borcu olduğu gerekçesi ile bozdurduğunu, kendisine ait set takımının da davalı tarafından araç alımı için zorla kendisinden alınarak bozdurulduğunu ileri sürerek, dilekçesinde nitelik ve değerlerini belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini,olmadığı taktirde bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı, davacının dilekçesinde belirttiği kadar ziynet eşyası bulunmadığını,dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının 08.08.2002 tarihinde müşterek haneye giren hırsızlar tarafından çalındığını, bu olay sonrasında geriye kalan ziynet eşyalarının kendisi adına açılan banka kasasına konulduğunu, bu ziynet eşyalarının kasadan alınıp kendisi tarafından davacıya teslim edildiğini,dava konusu ziynet eşyalarının davacıda olduğunu, davacının kendisinden habersiz şekilde müşterek çocuklarını...
Dosyada ziynet eşyalarının davacı kadından alındığına yönelik iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın gösterdiği delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden zorla alındığını kanıtlayamamıştır. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunları götürmediğini, evde kaldığını ispat yükü altında olup davamızda davacı evden ayrılırken ziynet eşyalarının ortak konutta kaldığını tarafsız, görgüye dayalı tanık beyanı vs. delille ispatlayamadığından mahkememizce ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Burma bilezik (dava tarihindeki değeri 83.500,00TL) -2 adet 22 ayar toplam 50 gr CNC bilezik ( dava tarihindeki değeri 20.875,00TL) -1 adet 14 ayar zincir 12 gr (dava tarihindeki değeri 3.103,20 TL) -1 adet 14 ayar çerçeve 4 gr (dava tarihindeki değeri 5.928,00 TL) olarak belirlenen ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, 2- Davacının 4 adet yarım altın ve 2 adet tam altına (toplam 11.858,00 TL) yönelik talebinin reddine, 3- Davacının fiili ödeme tarihindeki bedelin ödenmesi talebinin infazda tereddüte sebep olması sebebi ile reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen reddi ile ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki bedeline hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
Dava, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile evlilik birliği içinde edinilen eşyaların ½ payının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın çeyiz, kişisel ve edinilmiş eşyalar yönünden reddine, ziynet eşyaları yönünden kısmen kabulüne,davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosyanın incelenmesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelini talep etmiş olmasına karşın, aşamalardaki (22.01.2013 tarihli celsede) beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini değil bedelini talep etmiş, eş söyleyiş ile talebini bedel iadesi olarak açıklamıştır. Buna karşın mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....