Gerekçe ve Sonuç Dairemizin 26.09.2022 tarih ve2022/5763 Esas, 2022/7368 Karar sayılı kararı ile davacının talebinin davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, aynen iadeye karar verildiğinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 24 üncü maddesi gereğince işlem yapılacağının tabii bulunmasına ve bu nedenle terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi gözetilmeksizin talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziynet alacağı davası yönünden; davalı ziynet eşyalarının borç için bozdurulduğunu kabul etmekle ispat yükünü kendi üzerine almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya ait ziynet eşyalarının davalıda kaldığını belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, ziynet eşyalarını davacının evden ayrılırken yanında götürdüğünü, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı erkeğin babası ve kardeşi tarafından kadına ait ziynet eşyalarının alınarak kadına iade edilmediğinden bahisle cins ve nevi dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bilirkişi marifetiyle belirlenecek bedelin kadına geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının mümkünse aynen değilse bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; ziynet alacağı davasında vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi olmadığı takdirde toplam bedelleri olan 14.182,50 TL....
Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tahsiline ilişkin bir talebinin olmadığı, ziynet eşyalarının bedeli ile davalı adına aracın alımına yaptığı katkı karşılığı değer artış payı TMK. m.227/1) ve katılma alacağı talebinin olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nun 225. maddesine görede taraflar arasındaki evlilik birliği sona ermeden mal rejimine ilişkin talepler konusunda karar verilemez. Mahkemece davacının talebi yanlış değerlendirilerek ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin kararı bu sebeple isabetli olmamıştır. Açıklanan sebelerle davalının ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkin temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece ziynet eşyalarının bozdurulması sırasında davacı kadının rızasının bulunmadığı hususunun ispat edilmediği gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Düğünde kadına takılan ziynetler bağış hükmündedir ve kadının kişisel malıdır. Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, talep edilen ziynetlerin varlığı sabit olup, ziynet eşyaların erkek tarafından alınarak bozdurulduğu ispatlanmıştır. Davalı erkek bu ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini ise kanıtlayamamıştır. O halde, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....
GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve ferileri ile ziynet eşyalarının iadesi ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarları, ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen bölümü ve mal rejiminin tasfiyesi davası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına yönelik kararı, davalı vekili, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edilen bölümü yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ''İncelemenin Kapsamı'' başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve ev eşyası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; ziynetlerin düğünden sonra davalının ailesi tarafından saklanmak üzere alındığını, geri verilmediğini, ziynetlerin ve ev eşyalarının davalı yanda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; ziynet eşyalarının ve ev eşyalarının aynen iadesine; olmaz ise, bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; ziynetlerin davacının ailesinin kasasında saklandığını, davacının ev eşyalarını da alıp götürdüğünü belirterek; davanın reddini istemiştir....