Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ALACAKZİYNET EŞYALARININ İADESİ"İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 8000 TL bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    talep ve dava etmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın yerinde olmadığını, miktarının da fahiş olduğunu, boşanma ve diğer hususlara itiraz etmediklerini, tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. D-HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ziynet alacağı istemine ilişkindir. Davacı vekilinin ziynet alacağı talebi, usul ekonomisi uyarınca Dairemizin 2020/640 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek yukarıda belirtilen esasa kaydedilmiş ve bu dosya üzerinden sadece yerel mahkemenin ziynet alacağının reddine yönelik davacı kadının istinaf talebi değerlendirilmiştir....

      Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Davacı tanıkları düğünde takılan ziynetlerin davalı tarafından alındığını ve bozdurulduğunu beyan etmişlerdir. Davalı taraf bu hususta da herhangi bir delil sunmadığından dosya kapsamına göre ziynet alacağı yönünden dosya arasında bulunan fotoğraflar ve davacı tanıkları beyanları doğrultusunda ve 09/03/2020 havale tarihli kuyumcu bilirkişisi Veli Şenel'in bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kısmen kabul kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının davasının kısmen kabulü ile; 14.426,00.-TL ziynet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişikin talebin reddine" karar verilmiştir....

      Bu hâle göre; davacı tarafça asıl dava ve birleşen dava kapsamında dava konusu yapılan ziynet eşyaları toplamda "56 çeyrek altın, 9 adet yarım altın, 2 adet tam altın, 1 adet set, 8 adet bilezik ve 1 adet taşlı bilezik"ten ibaret olup, mahkemece toplam 24 adet çeyrek altın, 9 adet yarım altın, 2 adet tam altın, 1 adet takı seti, 8 adet bilezik ve 1 adet taşlı bilezik yönünden davanın (taleple bağlılık ilkesi de göz önüne alınarak) kabulüne, 32 adet çeyrek altın yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararında, davacı tarafça nitelikleri belirtilerek talep edilen tüm ziynet eşyalarına yönelik olarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava konusu yapılan tüm ziynet eşyaları yönünden red ve kabul edilenler ayrı ayrı belirtilmek suretiyle hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemiştir. Dava konusu yapılan ziynet eşyalarının tamamı yönünden red veya kabul şeklinde hüküm kurulmasında usul ve yasaya uymayan bir yön yoktur....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadının katılma alacağına yönelik açık talebi olmadığı, talebin katkı payı, ziynet ve çeyiz eşya alacağı olduğu, Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin ağaçlar ve ev eşyası yönünden katılma alacağı ilişkin talep olmamasına rağmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; Mahkemece takdir edilen katkı payı oranının hak ve nesafet kurallarına uygun belirlendiği, katkı payı alacağına ziynetlerin dava tarihindeki değerinin eklenmesinin hatalı olduğu; davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelini istediği, öyleyle ziynet eşyalarının kabul edilmesi halinde ev eşyaları yönünden hüküm kurulamayacağı, davacı-davalı kadının ev eşyalarının ziynet eşyalarıyla alındığını kabul ettiği, ev eşyalarının evlilik sırasında getirildiğine yönelik bir iddia da olmadığı, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı-davacı erkeğin ziynet eşyalarını aldığı bir...

        Davalı erkek vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin olarak; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı kadın tarafından düğünde takılan ziynet eşyalarının evden ayrılırken alınmasına engel olunduğu ve evde kaldığının iddia edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacı kadının davalıyla yaşadığı tartışma sonrasında karakola gittiği, akabinde tanık Gülcan'ın davacıyı gidip karakoldan aldığı, davacının yanında küçük bir cüzdandan başka bir eşyasının olmadığını gördüğü, davacının annesinin ve babasının ertesi gün davacıyı alıp müşterek haneye gittiklerinde birkaç parça giyim eşyasını aldıklarını, evde ziynet eşyasının bulunmadığını beyan ettikleri, davacı kadının ziynet eşyasını götürmesine engel olunduğunu ve evde kaldığını ispatladığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya ve hakkaniyet ilkesine uygun bulunduğu anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun HMK m. 353/1- b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve...

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet-Takı ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarı ve ziynet-takı, para alacağının reddedilen kısmı yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun'un 44 üncü maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür...

          Dava; ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

          Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup, onun kişisel eşyası niteliğindedir. Davacı kadın, ziynet eşyalarını davalının bozdurup harcadığını beyan ederek ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin iadesini talep etmiştir. Davalı erkek ise verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir kısmı ortak çocukları Ayşe’nin doğumunda harcandığını, bir kısmının davacının tarım-bağkur primlerinin ödenmesinde harcandığını, kalan kısmının da davacı adına alınan üç adet 2/b vasfındaki taşınmazların alımında harcandığını beyan etmiştir. Ziynet eşyalarının bozdurulduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Somut olayda ziynet eşyalarının kadının prim borcunun ödenmesi ve kadına ait taşınmazların satın alınması için bozdurulduğuna ve kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu