Temyiz incelemesine konu katılma alacağı ve ziynet eşyalarının bedeline ilişkin alacak davası 30.12.2009 tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesi davalıya 26.2.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. HUMK.nun 194.maddesinde düzenlenmiş bulunan derdestlik itirazı ilk itirazlardan olup, aynı kanunun 188.maddesi gereğince esasa cevap süresi içinde ileri sürülmüş bulunması gerekir. Somut olayda davalı tarafın derdestlik itirazı cevap süresi içinde bildirilmemiştir. Davalı yanın süresinden sonra ileri sürdüğü derdestlik itirazı dinlenemez. Kaldı ki, yukarıda esas ve karar numaraları yazılı boşanma dosyasında ve dava konusu araca ilişkin talep konusunda tefrik edilen dosyada araç ve ziynet eşyalarına ilişkin süresinde harçlandırılarak açılmış bir dava ve karşı dava da bulunmamaktadır. Usule uygun açılmış bir dava bulunmadığına göre, buna ilişkin dosyanın derdest olduğundan da sözedilemez....
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın ziynet eşyalarının elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu ve davalıda kaldığını dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir....
Bu evin alımı için kardeşime düğünde ve nişanda takılan ziynet eşyaları bozduruldu. Hatta taraflarla birlikte otururken bu konu açıldı ve iki taraf da bu ziynetlerin bozdurulduğundan bahsetti. Sonrasında bu ziynetler kardeşime yapılmadı." şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Asıl olan, tanıkların gerçeği beyan ettikleridir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğu davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, söz konusu ziynet eşyalarının, davacının kendi isteği ile, iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, mehir senedinden kaynaklanan alacak davasında verilen karara yönelik yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın iadesi istemi kabul edildikten sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile mehir senedinde yer alan 9.100 TL değerindeki ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin, yine mehir senedinde yazılı bulunan 20.000 DM'nin dava tarihindeki karşılığı olan 16.523.10 TL'nin yasal faizi ile davacı ...'...
kullanıldığının ispat edildiği, İlk Derece Mahkemesince hatalı değerlendirme ile ispat yükünün davacı kadında olduğunun gerekçede belirtildiği, bu durum hatalı ise de sonuca etkili olmadığı, İlk Derece Mahkemesince kadının kişisel ziynet eşyası alacak davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin gerekçe dışında toplanan delilere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kişisel ziynet eşyası alacak davası yönünden verilen karar yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddi yönlerinden oy birliği ile karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, çeyiz senedine dayalı olarak senette belirtilen eşya ve ziynetlerden davacının payına düşen 17.000 TL'nin tahsiline ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince kadının, kabulüne karar verilen ziynet eşyası alacak davası yönü ile 29/07/2020 tarihli 285,10.TL nispi karar ilam harcının yatırılması için istinaf eden davalı tarafa muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın 03/08/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı erkek tarafından kabulüne karar verilen ziynet eşyası alacak davası yönünden nispi karar ilam garcının yatırılmadığı, 21/09/2020 tarihli ek karar ile erkeğin ziynet eşyası alacak davası yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, ek kararın 26/09/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı erkek tarafından ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı, bu hali ile davalı erkeğin ziynet eşyası alacak davasına ilişkin usulüne uygun istinaf başvurusunun olmadığı anlaşılmıştır. TMK nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (....... Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701-6067, ....... Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333-3494, ....... Dairesi ....03.2013 tarih ve 2013/3318-4289) . Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının tarla alımı nedeniyle davalı tarafından elinden alındığını, iade edilmediğini, duyuma dayalı beyanda bulunan tanık beyanları ile ispat edememiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının, dava dilekçesinde ayrıntılarını belirttiği ziynet eşyaları ile birlikte mal rejiminden kaynaklı alacak talebinde bulunup ,fazla hakları saklı tutarak 1.000,00 TL olarak gösterdiği alacağın 100,00 TL sini ziynet alacağı ,900,00 TL sini mal rejiminden kaynaklı alacak olarak açıkladığı ve mahkemece mal rejiminden kaynaklı alacak için tefrik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Ancak dosya da ziynet alacağı davasına yönelik alınmış yada tamamlanmış bir harç bulunmamaktadır. Ziynet alacağı davalarında aynen iade olmadığı taktirde bedele ilişkin istem varsa aynen iade istemi o ziynetlerin gerçek bedelini de içerir. Bu durumda aynen iade isteminin varlığı alacağın tamamının dava edildiğini gösterdiğinden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması şeklindeki ifade de bir sonuç doğurmaz....
Aile Mahkemesinin 2019/517 Esas 2021/293 karar sayılı ilamına dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibinde davacı tarafça iadesine karar verilen ziynet eşyalarının mahkeme tedbir kararı gereği blokeli banka kasasında olması sebebi ile tedbir kararı kaldırılmadan ve boşanma kararı kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği iddiası ile takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İlamda hüküm altına alınan ziynet bedelinden kaynaklanan alacak tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer'i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de ziynet alacağından kaynaklanan alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür ( Yargıtay 34 XX 144/12458 Esas 2023/203 Karar)....