DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-karşı davalı taraf, katılma yoluyla kararın tamamı yönünden, davalı- karşı davacı taraf; hükmedilen her iki davadaki tedbir nafakası, toptan yoksulluk nafakası miktarı ve tazminat miktarları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-karşı davalı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davalı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kusurun tamamen davacı-karşı davalı erkekte olduğu gerekçe gösterilerek erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıası ilk kez ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra 18.09.2014 tarihli dilekçe ile ileri sürülmüş olması nedeniyle kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. Buna karşılık mahkemece kabul edilip davacı-davalı erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, ayrıca müşterek haneyi sık sık terk ettiği anlaşılan davalı-karşı davacı kadının da kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....
dinlememekle suçladıkları, erkeğin ailesinin kadına ve çocuklara psikolojik baskı yaptıkları, çocukların bahçede oynamasını dahi istemedikleri, tarafların evinin giriş kapısına römork parkederek girişlerini engelledikleri, karakolluk oldukları, erkeğin tüm bu müdahalelere engel olmadığı ve ailesine karşı çıkmadığı, ayrıca özel eğitim alan çocukların eğitim süreciyle yakından ilgilenmediği, kadının davadan 8 yıl kadar önce eşinden dayak yediği, ancak affederek evliliğine devam ettiği, erkek davasının zina ve güven sarsıcı davranışlar sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davası olduğu, dava dilekçesinde terditli değil " ve" ibaresiyle iki davanın birlikte açıldığı, kadının zinasına ilişkin davanın özel boşanma sebebi olması sebebiyle öncelikle incelenmesi gerektiği, zina olgusunun ve kadın ve 3. kişi erkek arasındaki cinsel ilişki olgusunun ispat edilemediği, ancak A.T. ile gönül ilişkisinin ve servis şoförüyle güven sarsıcı davranışlarının evlilik birliğini...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının az olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun 'un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
Bu husus gözetilmeksizin, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen davacı-davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, davalı- davacı kadının da eşine hakaret vari söylemlerinin bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına sebep olan olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu değerlendirmesi yapılması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır....
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Kanun koyucu, zinayı özel boşanma sebebi kabul etmekle, bu olayın tek başına evlilik birliğini temelinden sarstığını kabul etmiş, bu halde ayrıca birliğin temelinden sarsılıp sarsılmadığının araştırılmasına gerek görmemiştir. Dolayısıyla, “zinaya” dayanan bir boşanma talebi, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma isteğini de içerir. Toplanan delillerle gerçekleşen olaylar, zina sebebiyle boşanma kararı verilmesine yeterli değil ise, aynı olaylar yüzünden, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış ise, bu sebeple boşanma kararı verilebilir. Buna engel yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Davalının gerçekleşen eylemleriyle, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....
maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, tarafların bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı karşı davalı kadın lehine yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1- 2) davacı-karşı davalı erkek, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı taraf; hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....