DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyalarının İadesi davasında (TMK m.166/1) davalı-karşı davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar, kabul edilen ziynetler ile reddedilen karşı davaları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Ne var ki bu sonuca, her iki tarafın kusurlu tutum ve davranışlarıyla ulaşıldığının kabulü gerekir. Ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Bu halde, kadın da boşanma davası açarak boşanmayı talep ettiğine göre, davacı-davalı kadının erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, erkeğin davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki şartların gerçekleştiği gözetilerek, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, bu davanın reddi doğru görülmemiştir....
MAHKEME KARARI Mahkemenin 12.04.2016 tarihli ve 2015/248 Esas, 2016/236 Karar sayılı kararı ile; erkek ile kadının 11.03.2014 tarihinde evlendikleri, tarafların daha sonra Almanya'ya kadının ailesinin bulunduğu evde ortak yaşama devam ettikleri, 2015 yılı Ocak ayından beridir de tarafların ayrı yaşadığı, evlilik birliğinin taraflardan beklenemeyecek seviyede temelinden sarsıldığı ancak taraf tanıklarının anlatımlarından ve taraf beyanlarından anlaşılacağı üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının ev hanımı olduğu, erkeğin de halen işsiz olduğu dosyadaki bilgi ve belgeden anlaşılmakla, tarafların maddî durumu ve kusur durumu dikkate alınarak davacı erkeğin boşanma talebinin kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat ile nafaka talebinin reddine, her iki taraf yararına ayrı ayrı maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili kararı özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabule yeterli delil bulunmadığı, davacının mahkeme huzurunda eşini sevmediğini söylemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak tam kusurlu davranış olduğu, tam kusurlu tarafın ise boşanma davası açma hakkı bulunmadığı, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, tanıkların aynı şeyleri aynı kelimelerle ifade ettikleri, davalının da geliriyle orantılı olarak evin giderlerine katıldığı, kadın yararına pozitif ayrımcılık yapılarak ortak konutun eşe ve çocuğa özgülenmesinin 64 yaşında olan davalıyı evsiz bırakıp, mağdur ettiği belirterek, kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi, talepli olarak istinaf etmiştir. Davacı taraf, 21/06/2020 tarihinde tebliğ edilen istinaf dilekçesine, yasal süreden sonra 08/07/2020 tarihli dilekçesi ile cevap vermiş, istinaf talebinin reddini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacı-davalı kadın tarafından asıl davada Türk Medeni Kanunu'nun 162 ve 166/1. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası, birleşen davada Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı erkek birleşen davada, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacı-davalı kadın tarafından asıl davada Türk Medeni Kanunu'nun 162 ve 166/1. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası, birleşen davada Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı erkek birleşen davada, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Terk nedenine dayalı bir boşanma davası bulunmamaktadır.Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine şiddet uyguladığı gerçekleşen davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı-davalı kadın yararına, TMK’nın 175.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2) amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı-davalı kadın yararına, TMK'nın 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-davalı kadın yararına, TMK'nın 174...
Dava; TMK 161, 163, 166 /1 maddesi gereği zina, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Dava dilekçesinde, tarafların TMK m. 161 kapsamında zina, TMK m.163 kapsamında haysiyetsiz hayat sürme ve TMK m. 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleri ile boşanmaları talep edildiği halde, haysiyetsiz hayat sürme iddiasına ilişkin TMK m.163 maddesi kapsamında ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma iddiasına ilişkin TMK'nın 166/1 kapsamında bir gerekçe yazılmamış, ilk derece mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Boşanma davalarının "aynı dava" içinde "birden fazla sebeple" açılması mümkündür. Aile mahkemesi hakimi her bir sebep hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır (HMK.md.26). Davacı kadının dava dilekçesi, zina yanında haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir....
KARŞI OY YAZISI Davacı hem zina (TMK. m. 161) , hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. m.166/1-2) nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Toplanan delillerle , evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli boşanma davasının kabulü koşulları gerçekleşmekle birlikte ; zina nedenli boşanma davasının koşulları gerçekleşmemiştir. Mahkeme her iki nedene dayalı boşanma istemini kabul etmiştir. Bu durumda , temyiz edilen hükmün , kocanın zina nedenli boşanma isteğinin kabulünün isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiğini düşünüyorum....