Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı TMK 166. maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma olarak kabul ettiklerini, bunun dışındaki zina, şiddet, maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerini ve kusuru kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı tarafın ağır kusurlu olduğunu, üçüncü şahısla sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlarının olduğunu, müvekkili tarafından davacıya şiddet uygulamadığını, aksine müvekkilinin davacının şiddetine maruz kaldığını, davacı tarafından müvekkilinin kafasına bira şişesi atıldığını, aralarında arbede yaşandığını, kusuru kabul etmemek ile birlikte TMK 166. madde kapsamında boşanmayı kabul ettiklerini, 20.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiştir....
Oysa yargılama sürecinde dinlenen taraf tanıklarının anlatımları dahil, davalı kadının az da olsa kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunun objektif, somut, tutarlı ve net anlatımlarla kanıtlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine, mahkememiz 2017/682 E. 2018/370 K. Sayılı tedbir nafakası davasında davalı kadının tedbir nafakası talepleri konusunda karar verilmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
dinlememekle suçladıkları, erkeğin ailesinin kadına ve çocuklara psikolojik baskı yaptıkları, çocukların bahçede oynamasını dahi istemedikleri, tarafların evinin giriş kapısına römork parkederek girişlerini engelledikleri, karakolluk oldukları, erkeğin tüm bu müdahalelere engel olmadığı ve ailesine karşı çıkmadığı, ayrıca özel eğitim alan çocukların eğitim süreciyle yakından ilgilenmediği, kadının davadan 8 yıl kadar önce eşinden dayak yediği, ancak affederek evliliğine devam ettiği, erkek davasının zina ve güven sarsıcı davranışlar sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davası olduğu, dava dilekçesinde terditli değil " ve" ibaresiyle iki davanın birlikte açıldığı, kadının zinasına ilişkin davanın özel boşanma sebebi olması sebebiyle öncelikle incelenmesi gerektiği, zina olgusunun ve kadın ve 3. kişi erkek arasındaki cinsel ilişki olgusunun ispat edilemediği, ancak A.T. ile gönül ilişkisinin ve servis şoförüyle güven sarsıcı davranışlarının evlilik birliğini...
Bu durumda davacı-karşı davalı erkek boşanma sebebi olarak hem zina (TMK m. 161) hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını (TMK m. 166/1) göstermek suretiyle özel ve genel boşanma sebeplerine birlikte dayanmak suretiyle dava açmıştır. Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, zina sebebiyle açılan boşanma davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkeme, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; her bir talep hakkında ayrı ayrı verilen hükmü, kararın sonuç kısmında göstermesi gerekir (HMK m. 26) O halde davacı-karşı davalı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Bu bakımdan, başka kadınla yaşayıp çocuk sahibi olarak sadakatsiz davranan davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olup, davalı-karşı davacı kadına atfedilebilecek bir kusur gerçekleşmemiştir. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve zina sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacı-davalı kadın vekili; boşanma taleplerinin terditli olduğunu, öncelikle zina, bu talep yerinde görülmez ise genel boşanma sebebi ile boşanma kararı verilmesini istediklerini ancak mahkemenin hem zinadan hem de evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verdiğini, kararın bu yönü ile hukuka aykırı olduğunu ileri sürmek sureti ile boşanma sebebine, tazminat ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı koca vekili; her iki boşanma davası ve ferilerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, terditli olarak öncelikle zina, bu talep yerinde görülmez ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve ferileri; birleşen dava ise, zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlillik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından kusur tesbiti nafakalar ve velayet yönünden, davalı tarafından tümü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen ve eşine şiddet uygulayan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı erkek dava dilekçesinde kadına kusur olarak yüklenebilecek herhangi bir somut vakıaya da dayanmamış olup; evililik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı kadının kusurlu bir davranışı da kanıtlanamamıştır....
Davalı-davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının Sivas'ta hiç yaşamadığını, Caddebostan'da ev kiraladığını, davacının adresini Sivas da göstererek dürüstlük kuralına aykırı davranışının koruma görmemesi adına yetkisizlik kararı verilerek davanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Aile mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma ve Hayata Kast, Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-davalı taraf; kararın tamamı yönünden, süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....