Ayrıca, yasanın “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” (TMK m.185/3) yönündeki açık ve emredici hükmüne karşın, sadace sadakat yükümlüğüne aykırılık ile eşlerin birbirlerine yardımcı olmama olgularını evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni sayıp, aynı maddede yer alan "birlikte yaşama zorunluluğunu" görmezden gelmek, yasanının sözüne ve özüne uygun düşmez. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) açılan boşanma davalarında, özellikle maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) istemleri açısından, eşlerin kusurlu olup olmadıklarını, varsa kusurlarının oranlarını da belirlemek gerekmektedir. Eylemli ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin kusur sayılabilecek başka bir davranışının kanıtlanması durumunda, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....
Asıl ve birleşen dava; zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplere ilişkindir. İlk derece mahkemesince, kadının TMK'nın 166/1 maddesine dayalı boşanma davasının kabulüne, TMK'nın 161.maddesi uyarınca zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası ile erkeğin TMK'nın 166/1 maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Tarafların evliliği sürecinde davalı koca tarafından eşi aleyhine, kadının sık sık evi terk etmesi ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış, bu davada mahkemece geçimsizliğin kadın ile koca arasında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu davadan sonra davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle davalı aleyhine boşanma davası açılmış, koca ise karşı dava ile zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesini istemiştir....
Bu sebeple davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan dava Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi zina nedenine dayalı boşanma davası olup, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan karşı dava ise Türk Medeni Kanunu'nun 161., 162 ve 166/1. maddelerine dayalı zina, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebeplerine dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece kısa kararın 3. bendinde “Davalı-karşı davacı ...'nin TMK 166/1-2 maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ...'nin boşanmalarına” şeklinde karar verildiği halde gerekçeli kararın 3. bendinde mahkemece hangi davanın kabul edildiği belirtilmeksizin “davacı-karşı davalı ... ile aynı yer ve haneden nüfusa kayıtlı davalı-karşı davacı ...'...
Aile Mahkemesi’nde 2012/142 Esas sayılı dava ile “Şiddetli Geçimsizlik Nedeni ile Boşanma” davası açıldığını, açılan boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince de onanarak kesinleştiğini, kesinleşen kararın üzerinden üç yıl geçtiğini, tekrar bir evlilik birliği kurulamadığı gibi, ortak hayatın tekrar kurulmasınında mümkün olmadığını, açıklanan sebeplerle Türk Medeni Kanunu madde 166/4 uyarınca, evlilik birliğini devam ettiremeyen taraflar arasındaki evlilik birliği ruhen ve bedenen bitmiş olduğunu, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılarak müşterek hayatın sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi ve fiil ayrılık durumunun mevcut olması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili asıl davada verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece 3....
Hakim, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir (TMK mad. 236/2). Somut uyuşmazlık incelendiğinde; ... 3. Aile Mahkemesinin 2013/563 Esas-2015/262 Karar sayılı boşanma dosyasında dava dilekçesi ve öninceleme duruşmasındaki beyanlara göre davanın TMK mad. 166/1 ve 2. maddelerine göre 'evlilik birliğinin sarsılması' nedenine dayalı olarak açıldığı, Mahkemenin gerekçesinde de kadının ağır kusurlu bulunduğu ve tarafların TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır....
savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı-davacı erkek vekili süresinde verdiği asıl davada cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile birleşen davada cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayın davacı kadının müvekkilini aldatması olduğunu savunarak ve iddia ederek müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. 2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadın eşin müvekkilini aldattığını iddia ederek zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. III....
asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında artırım kaydı ile aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıca, yasanın “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” (TMK m.185/3) yönündeki açık ve emredici hükmüne karşın, sadace sadakat yükümlüğüne aykırılık ile eşlerin birbirlerine yardımcı olmama olgularını evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni sayıp, aynı maddede yer alan "birlikte yaşama zorunluluğunu" görmezden gelmek, yasanının sözüne ve özüne uygun düşmez. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) açılan boşanma davalarında, özellikle maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) istemleri açısından, eşlerin kusurlu olup olmadıklarını, varsa kusurlarının oranlarını da belirlemek gerekmektedir. Eylemli ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin kusur sayılabilecek başka bir davranışının kanıtlanması durumunda, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....