Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davaları ile erkeğin zina sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, affın mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde Türk Medeni Kanunun 166/1 maddesi gereğince boşanma talep etmiş, 18.4.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle zina sebebi ile boşanma, bu sebep kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının talebi aşılarak Türk Medeni Kanununun 166/1 ve 161 maddeleri gereğince boşanmaya karar verilmiştir. Mahkemece, davacının terditli talebi dikkate alınarak öncelikle özel boşanma sebebi değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı koca vekili; iddialarının ve kadının kusurlu davranışlarının ispat edildiğini, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma hususunda mutabık olduklarını, asıl davanın kabulü gerektiğini belirtmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı kadın vekili; davacı-davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini aldattığını ispat ettiklerini, Türk Medeni Kanununun da zina sebebiyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasının açıkça belirtilmiş olduğunu, boşanmaya karar verilmesi gerektiğini belirtmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2), birleşen dava ise; zina (TMK md.161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebeplerine dayalı boşanma ile ziynet alacağı talebine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Özel ve mutlak boşanma sebebinde sebebin gerçekleşmesi halinde birlik temelinden sarsılmış sayılır. Böyle bir olguyla karşılaşan eş, dilerse bu sebeplerden yalnızca birisine, dilerse her ikisine birlikte dayanmak suretiyle boşanma talep edebileceği gibi, aralarında kademe oluşturmak suretiyle de eldeki davada olduğu gibi öncelikle özel sebeple, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talep edebilir. Her iki hukuki sebebe birlikte dayanılmış ise; özel boşanma sebebi gerçekleşmiş ve ispatlanmış ise artık ikinci sebebe gidilemez. Bu halde özel sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşemediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez....

      DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı kadının damadı ile zina yaptığını, müvekkilinin 6 yıldır eve alınmadığını, bu durum ortaya çıkmadan davalı kadın ve çocuklar tarafından dövüldüğünü iddia ederek zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve davaetmiştir. II. CEVAP Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı erkeğin müvekkili müvekkilinin ve çocukların ihtiyacını çok uzun zamandır karşılamadığını, onlara gerekli ilgi ve sevgiyi göstermediğini, evi terkettiğini, başka kadınla yaşadığını, erkek eş tarafından daha önce zina iddiasıyla açılan davanın reddedildiğini savunarak ve iddia ederek davanın reddini istemiştir. III....

        Davacı vekili; müvekkilinin 1986 yılından bu yana.... ile evli olup bu evlilikten beş çocuğunun bulunduğunu, müvekkilinin işyerinde ya da şehir dışında olduğu zamanlarda davalı ile müvekkilinin eşinin bir evde defalarca buluştuklarını ve en az ikişer saat kaldıklarını, ikisinin aynı eve girip çıkarken ve aynı arabanın içinde resimlerinin çekildiğini, bu durumların davalının müvekkilinin eşi ile zina yaptığını ortaya koyduğunu, müvekkilinin eşine karşı zina sebebiyle boşanma davası açtığını, davalının eylemi nedeniyle müvekkilinin işinden gücünden kaldığını ve 25 yıllık evliliğini bitirdiğini, evliliğin sona ermesi sebebiyle maddi zararının oluştuğunu, davalının bu eylemi ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00TL maddi ve 250.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

          , en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı anlaşıldığından kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı-karşı davacı erkeğin zina olgusunun ispatlandığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, asıl davada asli talebin kabulü ile tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına ilişkin verilen kararın isabetli olduğu ancak kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile; davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesi ve tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, ilgili bendin hüküm fıkrasından kaldırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,...

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin yurtdışından geldikten 2 ay sonra sebepsiz yere evi terk ederek başa bir eve taşındığını, Beyaz saray köyünden bir bayan ile gayri resmi olarak aynı evde yaşadığını, evlilik birliğinin devamı konusunda bir çabası olmadığını, tüm bu nedenlerle tarafların zina nedenine dayalı olarak, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, aylık 2.500 TL tedbir - yoksulluk nafakasına, 250.000 TL maddi - 250.000 TL manevi tazminata, altınların aynen iadesine, olmadığı takdirde 4.500 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            Zina, evli kişisinin farklı cinsten bir başka kişiyle cinsel ilişkiye girmesi olduğuna göre; zina gerçekleşmemiştir. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi reddedilmelidir. Ne var ki; davacının talebi aynı zamanda genel boşanma sebebini oluşturan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166/1-2) " sebebini de içerdiğinden; kadının zina oluşturmayan ancak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanma hükmü, hüküm sonucu olarak doğrudur.Ancak, karar gerekçesi yerinde değildir. Bu nedenle, hükmün boşanmaya ilişkin karar gerekçesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu 438/son maddesi uyarınca değiştirilerek ve düzeltilerek boşanma kararının onanması gerektiğini düşünüyorum. Değerli çoğunluğun onama düşüncesine katılmakla birlikte onama gerekçesine katılmıyorum....

              Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, "cinsel ilişkinin" varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Toplanan delillerden, ilk derece mahkemesinin davalı erkeğe yüklediği kusurlu eylemlerin sabit olduğu, mahkemenin gerekçeli kararında da kabul edildiği üzere davalı erkeğin evlililik birliği devam ederken başka bir kadınla zina eyleminde bulunduğu sabit olmadığı anlaşıldığından TMK'nın 161.maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddine dair gerekçe usul ve yasaya uygun olmakla davacı tarafın zina nedeni ile boşanma kararı verilmemesi ve kusura ilişkin istinaf talebinin reddine, fakat mahkemece davacının zina nedeni ile açtığı dava yönünden gerekçede yasal şartların oluşmadığı belirtildiği halde hüküm kurulmadığından Dairemizce bu konuda hüküm kurularak davacının zina nedeni ile açtığı davasının reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu