Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından boşanma sebebi, çocuk lehine takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 161/1) sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalı erkeğin bir başka kadınla yaşadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Zina eylemi sabit olmuştur. Davacı, davalının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı dava kabul edilmiş, zina nedenine dayalı boşanma konusunda ise bir karar verilmemiştir....

    Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı dava dilekçesinde tarafların öncelikle zina (TMK md. 161), aksi takdirde evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, ancak mahkemece davalı-karşı davacı tarafın zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Yerel mahkeme tarafından erkeğin zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası hakkında olumlu veyahut olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. 3- Yerel mahkemece; kararın ziynet alacağına ilişkin gerekçe kısmında; "davacı tarafça davaya konu ziynet eşyasının elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafça rızası dışında harcandığının somut verilerle ve tanık ifadeleri ile ispatlandığından" söz edilerek kararın gerekçe bölümünde ziynetlerin akıbetine ilişkin kendi içerisinde çelişki oluşturulmuş olup ziynet alacağı davasının hangi gerekçeyle kabulüne karar verildiği anlaşılamamaktadır....

    BİRLEŞEN DAVADA; İDDİA Davacı erkek dava dilekçesinde; Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davasının devam ettiğini, kadının kendisini Caner Kılıç adlı şahısla aldattığının o dosyadaki telefon kayıtlarıyla sabit olduğunu ileri sürerek tarafların zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Somut olayda, davalı-davacı erkek duruşmada ve 08.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davanın hukuki sebebini zina sebebi ile boşanma yanında, haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından ıslaha ilişkin maktu ıslah harcı yatırılmamış olduğu böylelikle usulüne uygun yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Oysa Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir, davanın hukuki sebebini genişletip, değiştirebilir ıslah karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı gibi bu konularda harç ödenmesine de gerek yoktur....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı - karşı davacı kadının ıslah dilekçesi ile, erkeğin başka bir bayanla yaşamaya başladığını iddia ettiği ve açmış olduğu davayı davayı zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası olarak terditli hale getirdiği, her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddî olgulara göre karara bağlanacağı, somut olayda kadının zinaya konu edilen eylemin, ıslah dilekçesinde 08.05.2021 tarihinde gerçekleştiğinin bildirildiği, dava tarihinden sonra ortaya çıkan olayların ıslah yoluyla ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle hem 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı hem de 161 inci maddeleri uyarınca yapılan yargılama sonucunda dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların dikkate alınarak karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile bu yönden istinaf talebinin kabulüne karar verildiği, sair yönlere ilişkin olarak dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre...

        Davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne karar verilmesi, zina hukuki sebebine dayalı davanın kabul edilmesi sebebiyle, terditli istem olan TMK 166/1- 2 maddelerine dayalı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. 3- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1), davalı-karşı davacı kadın tarafından ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince verilen ilk kararda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının TMK m. 161 gereğince kabulü ile boşanmaya ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuştur....

          başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığından bahisle davalı-karşı davacının zina nedenine dayalı boşanma davasının hak düşürücü süre nedeni ile" reddine karar verilmiştir....

            İlk derece mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası reddedilmiş ise de davalı erkeğin dosya kapsamındaki deliller ve özellikle aldatmayı itiraf ettiğine dair yeminli tanık beyanı dikkate alındığında davacı kadının kurban bayramında yaşanan son olayda aldatıldığını öğrendiği ve süresi içerisinde zinaya dayalı boşanma davası açtığı başka kadınla birlikte olan erkeğin eyleminin güven sarsıcı davranış değil zina olduğu kanaati oluşmakta zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; zina nedenine dayalı boşanma kararı verilmemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, tazminatların ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı kadın tarafından ise; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, zina (TMK m.161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK.m.163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davacı, davalının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava kabul edilmiş, zina sebebine dayalı boşanma konusunda ise bir karar verilmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu