Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebebine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece, TMK 161. madde kapsamında yapılan değerlendirmede, davacı kadının zina eyleminden haberdar olduğu ve zina eylemini bilmesine rağmen evlilik birliğini devam ettirdiği, davacı kadının, davalı erkeğin eylemini affettiği ya da hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle erkeğe kusur yüklenemeyeceği, zina eyleminin temadi ettiğine dair bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, TMK 166/1 maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede ise davacı kadının iddiasını ispatlar delil bulunmadığı gerekçesiyle...

    Dava, TMKnun 713/2 fıkrasında öngörülen “..maliki yirmi yıl önce ölmüş..” ve tapu kütüğünün hukuki değerinin bu nedenle yitirmiş hukuiki sebebine dayalı olarak TMKnun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, tapulu taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılmadığı, davalıları zilyet olduğu ve olayda on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TMKnun 713/2.fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında harici satışların diğer zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarında gerçekleşmesi halinde, sadece satın alanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç tarihi bakımından önem taşımaktadır. Bunun dışında bu tür harici satışların hukuki bir değer taşımayacağı ve hukuki bir sonuç doğuramayacağı, sadece harici satış sözleşmelerin kişisel hak doğuracağı hususu mahkemenin de değindiği gibi doğrudur....

      Temyiz Sebepleri 1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, kadının davasının ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin davasının kabulü gerektiğini, tazminatların kaldırılması aksi takdirde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, itiraz ettiğimiz kusur oranı dikkate alınarak indirilmesi gerektiğini ileri sürerek; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle;kadının davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların erkeğin kusuru ve maddî durumu dikkate alındığında kadının maddî ve manevî kayıplarını karşılamaktan oldukça uzak olduğunu ileri sürerek; kadının boşanma davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi, kusur belirlemesi...

        Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalının boşanma talebini kabul ettiği, itirazının olmadığı, dilekçede bulunan eşyaların davacı ile ortak karar alınarak bilgisi dahilinde paylaşıldığı, dilekçedeki eşyaların tamamının kendisinde olmadığı, eşyaların davacının yanında onunda gözü önünde paylaşıldığı, bu konuda davacı ile kendisi arasında sorun olmadığı, kendisinden talep edilen 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat ödeme durumunun olmadığı, kendisinin şuanda kirada oturduğu, evlendikten sonra çekilen kredi kartları borçlarını ödediği, kendisinin asgari ücrete çalıştığı, talep edilenleri ödeme durumunun olmadığı, aynı zamanda bulunduğu iş yerinin mevsimden dolayı devan edip etmeyeceğinin de belli olmadığı, işsiz de kalma durumunun olduğu, mal varlığının da olmadığı, davacı eşinden bir talebinin olmadığı, maddi durumu iyi olmadığı için de avukat tutamadığı, bu boşanma davasının uzamasını istemediği, davacının da mağdur olmasını istemediği ve boşanmanın en kısa sürede gerçekleşmesini...

        bir boşanma davası ve zina nedenine dayalı verilmiş bir boşanma kararı olmadığından TMK 236/2 maddesinin işbu davada uygulama imkanının olmayacağı, hal böyle olunca dava konusu taşınmazın muhtemel karar tarihine yakın değerinin yarısı üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kadının zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayanan boşanma davalarının kabulü ile erkeğin evlilik birliğinin sarsılma hukuki sebebine dayalı davasının reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, zina eyleminin ve kusurların ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur tespitinin yerinde olup olmadığı, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 ... maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 ... maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ......

          Davacı kadının ise çocuğunun öğretmeni ile cinsel ilişki kurarak zina eylemini gerçekleştirdiği, zina eyleminin tanık beyanları ile de desteklendiği hususları sabit görülmüştür. Bu haliyle davacı k. Davalının TMK 161, 166/1ve davalı k. Davacının TMK 166/1 maddesine dayalı taleplerinin ispatlandığı, fakat davacı k. Davalının 163. Maddeye dayalı taleplerinin ispatlanamadığına kanaat getirilmiştir. Yukarıda detaylarıyla açıklanan nedenlerle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda, kusur durumları karşılaştırıldığında; zina; diğer eşin saygınlığına, haysiyetine ve şerefine yapılmış en ağır saldırı olduğundan dolayı somut olayda davalı karşı davacı kadın eşine oranla daha ağır kusurlu kabul edilmiştir. Davalı k. Davacının zina eyleminin davacı tarafından öğrenilmesi sonrası, ailesi tarafından müşterek konuttan alındığı esnada yanında ziynet eşyalarını ve diğer kişisel eşyalarını alamadığı tanık beyanları ile ispatlanmıştır....

          KARŞI OY YAZISI Davacı, davalı eşinin bir başka kadınla zina yaptığını ileri sürerek, bu sebeple boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkemece “davalının zinasının kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanan bir boşanma isteğinin de mevcut olmadığı” gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalının, çalıştığı işyerinde bir başka kadınla mesai saatlerinde işyerinde, bu saatler dışında da, olağanın üstünde çok sayıda telefonla görüşmelerinin ve iletişiminin bulunduğu, aynı kadınla sokakta el ele birlikte görüldüğü yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının gerçekleşen bu tutum ve davranışı, Türk Medeni Kanununun 185/3. maddesinde yer alan eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırılık oluşturur. Zina, özel ve mutlak boşanma sebebidir....

            Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili, zinaya dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, otel kaydının zinayı ispatlamaya yeterli olmadığını, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesi gerektiği, kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığı, miktarlarının fahiş olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönleriyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, zina hukuki sebebine dayalı davanın kabul koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının çok olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiği, kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2....

              Davacı zina yanında, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle de boşanmaya karar verilmesini istemiştir. Zina nedenine dayalı dava reddedilmiş, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemi konusunda bir karar verilmemiştir. Delillerin bu çerçevede değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, duruşma için takdir olunan 500 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.04.2007...

                UYAP Entegrasyonu