Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....

    Ancak, ilk derece mahkemesince, kadının davasının münhasıran zina hukuki sebebine dayalı olduğuna yönelik hatalı değerlendirmesi ve kadının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasına yönelik karar vermemesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca kararın bu yönden kaldırılarak, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası ve ferileri yönünden yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir. Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2)....

    Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bir boşanma davasında, bu özel sebebin yanında davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile; bu husus, karşı tarafça dava konusu yapılmamış ise artık özel sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınamaz. Somut olayda davalının eyleminin Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan boşanma sebebini oluşturduğunda duraksama yoktur. Özel boşanma sebebi ispatlanmıştır. Bu bakımdan, artık davalının dayanılan boşanma sebebini çürütmek amacıyla değil de, “Davacının da kusurlu olduğunu" ispat etmeye yönelik gösterdiği deliller ve davacının kusuru dikkate alınmaz. Diğer bir ifade ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 150.915,94-TL ek rapor tanzim tarihi olan 11.02.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dosyaya getirtilen tarafların boşanmalarına ilişkin Karşıyaka 2.Aile Mahkemesi'nin 2007/476 esas-2008/149 karar sayılı boşanma dava dosyasının incelenmesinde; erkek tarafından TMK'nun 161.maddesi uyarınca zina sebebiyle boşanma davası açıldığı, kadın tarafından TMK'nun 166/1.maddesi uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebiyle karşı boşanma davası açıldığı, mahkemece kadının zina yaptığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın ve karşı davanın kabulü...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli ve 2020/47 Esas, 2021/231 Karar sayılı kararıyla; kadının zina iddiasını ispatlayamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evden ayrılıp başka bir eve yerleşerek birlik görevini ihmal eden erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurunun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği ve bu nedenle kadının manevî tazminata hak kazanamayacağı ve kadın lehine maddî tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; zina sebebiyle boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının manevî tazminat talebi ile erkeğin yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ve ziynet...

        Aile Mahkemesinde derdest olduğunu,davalının hem Serpil Bozdoğan hem Funda Demirel isimli kişilerle ilişki yaşadığını, bu nedenle evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile öncelikle zina sebebiyle boşanmaya, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya, davacı için 3.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için 2.500 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine 125.000 TL maddi 125.000 TL manevi tazminata, yargılama gideri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 161. maddesine dayalı zina ve TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, kadının karşı davası ise TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesinin 2018/678 Esas sırasına kayden yapmış olduğu yargılamada erkeğin asıl davası şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemi yönünden karara bağlanmış, zina hukuki nedenine dayalı boşanma istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle mezkur karar Dairemizin 10/09/2020 tarih, 2020/143 Esas ve 2020/885 Karar sayılı ilamı ile HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır....

        davalarının 161 ve 162 yerine 166 ncı maddesinin birinci fıkrasından kabul edilmesi, 161'den davasının reddi, 162'den hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, mahkemece yararına hükmolunan tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 12.03.2019 tarihli kararı ile; erkeğin temyiz itirazlarının yersiz olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı bir boşanma davası olmadığı halde, davacı-karşı davalı kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden bir karar verilmemesinin ve erkeğin zina eyleminin sabit olduğu halde kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin...

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı - karşı davacı kadının ıslah dilekçesi ile, erkeğin başka bir bayanla yaşamaya başladığını iddia ettiği ve açmış olduğu davayı davayı zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası olarak terditli hale getirdiği, her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddî olgulara göre karara bağlanacağı, somut olayda kadının zinaya konu edilen eylemin, ıslah dilekçesinde 08.05.2021 tarihinde gerçekleştiğinin bildirildiği, dava tarihinden sonra ortaya çıkan olayların ıslah yoluyla ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle hem 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı hem de 161 inci maddeleri uyarınca yapılan yargılama sonucunda dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların dikkate alınarak karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile bu yönden istinaf talebinin kabulüne karar verildiği, sair yönlere ilişkin olarak dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre...

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının asıl boşanma davasında dayanmış olduğu fiziksel şiddet vakıası yönünden tanık olarak gösterdiği ...'ın asıl davada dinlendiğinin, adı geçen tanığın, erkeğin zina sebebine dayalı birleşen davası yönünden ayrıca dinlenmemesinde isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 3.815,00 TL vekâlet ücretinin ... 'dan alınarak ...'...

              UYAP Entegrasyonu