Davalı Tüm Avrasya Endüstri Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili, davacının dayanağı zilyetlik devir senetlerinin hukuki değeri bulunmadığını, zira taşınmazın kadastro tutanağının 1966/1533 Esas ve 1991/270 Karar sayılı ilamla 14/10/1996 tarihinde kesinleştiğini ve hükmen kayıt oluştuğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu, TMK 713/2 maddesindeki ‘’ölmüş’’ sözcüğünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, kaldı ki somut olayda hükmen tescil tarihi ile iptal kararının verildiği tarih arasında davacılar yararına süre koşulunun oluşmadığını, vekil edeni şirketin taşınmazın çekişmeli payını kayıt maliki mirasçılarından tapu kaydına güven ilkesi gereğince satın aldığını, TMK 1023. maddesine göre edinimlerinin korunması gerektiğini, davacının paydaş olmaması nedeniyle ön alım hakkı olmadığı gibi, ön alım talebi yönünden kanunda belirlenen süresinin de dolduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... ve ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 05.05.2011 gün ve 396/184 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; mülkiyeti Maliye Hazinesine ait ve müvekkili davacının uhdesinde olan Seferihisar İlçesi, Payamlı Köyü, 786 nolu parsel ve 206 ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerde kayıtlı taşınmazlara davalı tarafından müdahale edildiğini belirterek müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; zilyetliğin korunması ile zilyetliğe dayalı elatmanm önlenmesi isteklerine ilişkindir. O halde; davanın açıklanan bu niteliğine göre; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmüne uyulan bozma ilamında hava fotoğrafları ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan alınacak rapor değerlendirilmek suretiyle taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve niteliğinin belirlenmesi, TMK 713/4. maddede düzenlenen ilanların yaptırılması istenildiği halde, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve davacı tarafından hangi tarihe kadar zilyet edildiği kesin olarak belirlenmemiş, bu husustaki beyanlar çelişkili olmasına rağmen beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş, ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmazın uzun süredir ekilmediği bildirildiği halde dava konusu taşınmazın zilyetliğinin terk edilip edilmediği üzerinde durulmamış ve TMK' nın 713/4 maddesi gereğince yapılan ilandaki yüzölçümü ile hükme esas bilirkişi raporundaki taşınmazın yüzölçümü farklı olduğu halde bu husus gözden kaçırılmıştır....
"İçtihat Metni" Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilliyetliğin tespiti ve korunması Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Yasa'nın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılan taşınazda zilyetliğin tespiti isteğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki bu tahsis 11.01.1990 tarih ve 305 yevmiye numarasıyla iptal edilmiştir. 04.08.1993 tarihinde hükmen yapılan ifraz sonucu 850, 851 ve 852 parsellere ayrılmıştır. Daha sonra yapılan imar uygulamasında taşınmazın üzerinde bulunduğu 850 parsel imarın 9513 ada 7 parsel numarasını almış olup, ancak henüz tapuya tescil edilmemiş ve imar uygulamasının da durdurulduğu da dosyadaki bilgilerle saptanmıştır. Görüldüğü gibi taşınmazın öncesi orman, daha sonra orman sınırları dışına çıkarılan makilik alan ve daha sonrada vakıf malı olması nedeniyle tapuda kayıtlı bulunan bir yerdir. Mülkiyetin taraflarla ilgisi bulunmadığı açıktır. Bu durum karşısında taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin kime ait olduğunun belirlenmesi ve onun üstün zilyetliğinin korunması gerekmektedir. HUMK.nun 8/II-3.bendi uyarınca; taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunmasıyla ilgili davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğine işaret edilmiştir....
Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacının kullanımda iken kadastro tespit çalışmaları sırasında davalılar adına tescil edildiği iddiasıyla davalılar adına yapılan zilyetlik kaydının iptali ile davacının kullanımında olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davanın 23/11/2010 tarihinde açılmasına, dava değerinin 8.000 TL olarak gösterilmiş olmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacılar ile davalıların müşterek murisinin kullanımda olduğu, kadastro tespit çalışmaları sırasında davalıların zilyetliğinde bulunduğunun tescil edildiği iddiasıyla davacının da taşınmazda zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davanın 04/01/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacıların müşterek kullanımda iken kadastro tespit çalışmaları sırasında davalılar adına tescil edildiği iddiasıyla davalılar adına yapılan zilyetlik kaydının iptali ile davacıların kullanımında olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davanın 04/12/2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacının kullanımda olan bölümün bir kısmının davalılar adına tescil edildiği iddiasıyla davalılar adına yapılan zilyetlik kaydının iptali ile davacının kullanımında olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davanın 23/10/2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....