"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin tespiti, korunması ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... İlçesi, ... Köyü 884 parsel sayılı 4799.91m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ve 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tapuda kayıtlı olup beyanlar hanesinde ... oğlu. kullanımında olduğu yolunda şerh bulunmaktadır. Davacı ... kendisine babası ...'ten intikal eden bu yere davalı kardeşi ... tarafından moloz dökülmek ve üzerindeki ağaçları köklemek suretiyle el atıldığını ileri sürerek zilyetliğinin tespiti, korunması ve elatmanın önlenmesini istemiştir....
Başkanlığına resmi olarak tahsis edildiği, karar tarihi itibariyle iptal edilmiş ve davacılar adına oluşmuş bir tapu kaydınında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava; TMK'nin 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Zilyetliğin temeli hukuki bir durum niteliğinde olduğundan; TMK'nin 981 vd. maddeleri uyarınca açılan zilyetliğin korunması davalarıyla sadece görünüşün ve mevcut durumun korunması amaçlanır. Dava konusu taşınmaz arsa vasfı ile davalı ... adına kayıtlı olup diğer davalı kurum lehine tapuya tahsis edildiğine göre; davacıların zilyetliğinin herhangi bir mülkiyet hakkına dayandığı söylenemez. Başka bir ifade ile tapu kaydı ve tahsis açıklaması karşısında davacıların zilyetliklerine değer verilemez. Tüm bu açıklamalar karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin korunması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ...; ... köyü 271 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’ın 1995 yılında dava dışı ... ve ...’a sattığı, kendisinin de 2003 yılında ...’dan satın aldığı, üzerine ahır yaptığı ve evde oturduğu, kendisinin zilyetliğinde bulunduğu, davalının taşınmazda hakkının bulunmadığı, zilyetliğinin korunması istemiyle dava açmıştır....
(TMK m.590) Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi istem üzerine veya re'sen tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanun da belirtilen hallerde tereke de bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Mirasbırakan yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarını korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir. (TMK m.589) Tüm bu önlemler terekenin korunması ve tespiti kapsamındadır. Terekenin korunmasına ilişkin önlemler hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebilir....
Özel hukuk alanında kalan zilyetlik hükümlerini, kamu mallarına uygulayarak, özel kişilere bunlar üzerinde zilyetlik tanımak ve buna bağlı olarak da zilyetliğin korunmasına ilişkin hükümlerden faydalanmalarına olanak vermek hukuki dayanaktan yoksundur. Aksi halde yasalar karşısında suç oluşturan zilyetliğe hukukilik kazandırılmış olur. Yasalarımız kamu malları üzerinde kişilerin, özel olarak egemenlik ve fiili hakimiyet kurmalarına izin vermemiştir. ....../... gibi hukukçuların kabul ettiği gibi, bir özel kişi kamu malları üzerinde zilyet sayılamayacağından, başka bir özel kişiye karşı zilyetliğin korunması davası açamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespiti, korunması ve tazminat KARAR Davacı vekili, davalı ... ile davacı arasında düzenlenen 24.12.2008 tarihli kira sözleşmesine dayanarak, meni müdahale ve tazminat talebinde bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti ve Korunması İstemli K A R A R Davacılar vekili dava konusu parselin üzerindeki muhtesatın tespitini istemiş ve zemin hakkında herhangi bir istek ileri sürülmemiş bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti ve Korunması İstemli K A R A R Davacı vekili, dava konusu parselin üzerindeki muhtesatın tespitini istemiş ve zemin hakkında herhangi bir istek ileri sürülmemiş bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi ... ile ... arasındaki zilyetliğin tespiti ve korunması davasının kabulüne dair .......... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.05.2014 gün ve 2013/739 Esas ve 2014/359 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava konusu 119 ada 109 ve 112 parsel sayılı taşınmazlarda ortak miras bırakan ........'ın pay maliki olduğunu, miras bırakanın 5/4/2012 tarihinde öldüğünü, mirasçı olarak davacı, davalı ve dava dışı mirasçıların kaldığını, miras bırakanın ölümünden sonra yapılan taksim sonucu davacının söz konusu parselleri kullandığını, ancak davalının buna müdahale ettiğini ileri sürerek, davacının tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur....
Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 8....