WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan bu saptamalar karşısında davanın TMK. nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası olmayıp ayni hakka (muhtesata) ilişkin TMK. nun 683. maddesi uyarınca çözümlenmesi gereken müdahalenin önlenmesi, A1 den B1’e açılan kapının kapatılması ve eski hale getirilmesi ile ilgilidir. TMK. nun 6. maddesi uyarınca herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı ... tapusuz durumda bulunan B1’i tapulu yerle birlikte satın aldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı gibi bu hususu tanık beyanlarıyla da kanıtlamamıştır. Dinlenen tanıkların ağırlıklı beyanları ise davacı tarafından tapusuz yerin satılmadığı yöndedir. O halde, davalının tapuda satın aldığı hak 2/60 arsa paylı 15 nolu meskenin çap miktarıyla geçerlidir (TMK m.719). Şu halde, toplanan tüm deliller karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru değildir....

    Dava; TMK md 981 ve devamı maddelerinde yazılı zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir.Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında mahalli mahkemeye geri çevrilmesine rağmen dava konusu 8520 ada 15 parselin önceki tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren kadastro tutanaklarıyla temin edilerek dosya arasına konulmadığı gibi mahkemece yapılan keşif sonunda alınan teknik bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın öncesinde hangi kadastral parsele karşılık geldiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir. Kadastro yoluyla oluşan tapu kaydına dayalı olarak açılan davada anılan kanun maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle karar verilebilmesi için kadastro tespiti öncesi nedene dayanılmalı ve kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılmalıdır....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1054 KARAR NO : 2022/1400 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKÇAABAT SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03.03.2022 NUMARASI : 2021/66 ESAS - 2022/319 KARAR DAVA KONUSU : Zilyetliğin Tespiti Ve Korunması (TMK 981.Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın muristen intikal eden taşınmaz hisselerine vaki müdahalenin meni ve tazminat talebi olduğu, davanın hakka dayalı olduğu, davacı tarafça zilyetliğe dayanılmadığı bu nedenle dava değerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

        Buna göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Dosya kapsamından, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine, uzun zamandır zilyetliği bulunmasına rağmen davacının adının zilyet olarak yazılmadığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 19.02.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresi-nin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Dosya içerisinde mevcut tapu kaydına göre; Silivri, Büyükçavuşlu Mahallesi 2460 parsel sayılı 301.498,00 m2 yüzölçümlü ve tarla vasıflı taşınmaz muhtelif paylarla dava dışı TOKİ, bir kısım gerçek kişi ve tüzelkişi adlarına paylı mülkiyet hükümleri uyarınca tapuya kayıtlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981. vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/8- 518 Esas 2009/573 Karar sayılı içtihadında “TMK.nun 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir....

            Dava, zilyetliğin korunması amacıyla açıldığına ve esasen dava derdestken taşınmazın orman niteliğini kaybettiğinin anlaşılmış olmasına ve davada Orman İdaresi ve Hazine taraf bulunmadığına göre uyuşmazlığın zilyetlik hükümleri dairesinde çözümlenip sonuçlandırılması gerekir. TMK nun 973.maddesinde, zilyetlik, "...Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir..." şeklinde tanımlanmıştır. TMK’nun 982 ve 983.maddelerinde de; zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Kayıt maliki Hazine davada taraf durumunu almamış bulunduğuna göre, davacı zilyetliği haksız olsa bile malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı anılan maddelerdeki zilyetlik davalarını açabilir. Zilyetlik hukuken korunmuş eylemli bir durum olduğuna göre, zilyetliğin bir hakka dayanıp dayanmaması önemli olmadığı gibi açılmış olan davanın dinlenmesine engel değildir....

              Dava dilekçesi kapsamı ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlık, zemine ilişkin olmayıp, üçüncü kişiye ait arsa üzerinde yapılan binaya ilişkindir. Bu bakımdan dava, TMK.nun 683. maddesi gereğince ayni hakka dayalı olarak açılan, tarafların ortak miras bırakanlarınca inşa edilen binaya davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi davası olarak nitelendirilip toplanan deliller değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekirken nitelemede hataya düşülerek Hazineye ait taşınmazla ilgili olarak tarafların mülkiyet hakkına dayanamayacakları, uyuşmazlığın TMK.nun 981.maddesi uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru olmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu