Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ve korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin tespiti davası olup zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu... İli,... İlçesi, ... Mah.... 28192 Ada 23 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesine davalıların kullanımında olduğunun şerh verildiğini ileri sürerek davalılar adına olan zilyetlik şerhinin iptali ile taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı olarak adının şerh verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK İstem, zilyetliğe dayalı men'i müdahale ve ecri misile ilişkin olup zilyetliğin korunmasına yönelik bulunduğuna ve kullanım kadastrosu ihtilafı olmadığına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 26.04.2012 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosya 8. Hukuk Dairesine, 8. Hukuk Dairesince ise 30.11.2012 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosya Dairemize gönderilmiş olmakla görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 07.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, zilyetliğin tespiti ile Türk Medeni Kanununun 982 ve devamı maddelerinde düzenlenen yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğundan hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay 8.Hukuk Dairesine aittir. Açıklanan nedenle dosyanın adı geçen Daire Başkanlığına gönderilmesine, 14.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman vasfı dışına çıkarılarak ... adına kaydedilen ve davcının kullanıcı olarak beyanlar hanesine adının şerh verildiği 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunduğu iddia edilen yerin davcının zilyetliğinde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Davanın 05/10/2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı,taşınmazın tapu kaydının ipatli ile davacı adına tescilin talep edildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli,... ilçesi, ... mahallesi, 250 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır....
-YTL değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, bu mahkeme tarafından uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı bir hakka dayalı olarak dava açtığına göre, uyuşmazlığın yalnızca H.Y.U.Y.'nın 8/II-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesine göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/11/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava; zilyetliğin tespitiyle birlikte zilyetliğe vaki müdahalenin men’i ve tazminat talebine ilişkindir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK ‘nun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması davası değil üstün hakka dayanan zilyetlik tespitine itiraz davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, kullanım kadastrosu nedeniyle Hazine adına tespit ve tescili yapılan dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak tescilini talep ettiği anlaşılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taşınır ve taşınmaz mallarda zilyetliğin korunması ile ilgili davaların HUMK'nun 8/3. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, davayı malik ve zilyet sıfatıyla açmış, dava konusu yeri tapu tahsis belgesi sahibi olan babasından devraldığını bildirmiş olup, tapu tahsis belgesi sahibinden, devralmaya dayalı hak sahipliğine dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....