Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet ve şikayetten vazgeçme haklarının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu, 15 yaşından küçük mağdurun kanuni temsilcisi aracılığıyla bu hakları kullanabileceği, mağdurun kanuni temsilcisi olan annesi ...’in bu dosyada sanık olması nedeniyle, mağdura...Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.11.2019 tarih ve 2019/341 Esas - 2019/614 Karar sayılı kararı ile kayyım atandığı, kayyıma ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi gereğince katılma hakkı olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne gerekçeli kararın tebliğ edildiği, ancak kararın temyiz edilmediği anlaşıldığından; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarihli ve 2013/287 Esas - 2014/273 Karar sayılı kararında da...

    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683 üncü maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. 2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.10.1946 tarih ve 1946/6 Esas, 1946/12 Karar sayılı kararında aynen "…MK.896....

      Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı,zilyetliğin tespiti ile tapuya tescilinin talep edildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli, ... ilçesi,... mahallesi, 102 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır....

        Davanın 26.12.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde ise, tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı elatmanın önlenilmesi davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre sırf zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun 8/II-3. bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli bulunduğu halde, TMK.nun 683. maddesine dayalı olarak açılan elatmanın önlenilmesi davalarında görevli mahkeme dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenir....

            Mahkemece, manevi tazminat istemine bağlı olarak talep edilen kanuni rehin hakkı tanınması talebi müstakil bir talep gibi değerlendirilerek, manevi tazminata ilişkin istemin bu dava dosyasından tefrik edilmesi ve kanuni rehin hakkı tanınması talebinin esasının incelenmesi doğru olmamıştır. Bu kapsamda iş akdinden kaynaklanan bir alacağa bağlı olarak kanuni rehin hakkı tanınması talep edildiğine göre, kanuni rehin hakkı tanınması talebi bakımından da İş Mahkemesi'nin görevli olduğu nazara alınmadan, tefrik kararı verilerek yargılamanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

              Mahkemece, manevi tazminat istemine bağlı olarak talep edilen kanuni rehin hakkı tanınması talebi müstakil bir talep gibi değerlendirilerek, manevi tazminata ilişkin istemin bu dava dosyasından tefrik edilmesi ve kanuni rehin hakkı tanınması talebinin esasının incelenmesi doğru olmamıştır. Bu kapsamda iş akdinden kaynaklanan bir alacağa bağlı olarak kanuni rehin hakkı tanınması talep edildiğine göre, kanuni rehin hakkı tanınması talebi bakımından da İş Mahkemesi'nin görevli olduğu nazara alınmadan, tefrik kararı verilerek yargılamanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespiti ve korunması Uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davada kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanıldığına göre, kazanmayı sağlayan zilyetliğin davalılara karşı kanıtlanması gerekmektedir. Hukuki niteliği yanında maddi olaylardan sayılan zilyetliğin, tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunmaktadır. (3402 sayılı KK. m. 14/1. fıkra) 6100 sayılı HMK.nun 266 (HUMK'nun 275) maddesinde hangi amaçla bilirkişi bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Bunun dışında tanık sözleriyle tespiti gereken bir yön için tanık dinlenmeden bilirkişinin bilgisi ile yetinilemez. Benimsenen Usul ve Kanuna uygun olan uygulamaya göre zilyetliğin ilk önce tanık sözleriyle tespiti şarttır. Bu yapılmadıkça bilirkişi sözleri yalnız başına bir delil olamaz. Taşınmaz malın yer, sınır ve dava tarihindeki değeri konusunda özel bilgisini veren yerel bilirkişinin zilyetlik konusundaki sözleri ancak, zilyetliğin tespiti maksadı ile dinlenen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren tamamlayıcı bir bilgi olarak gözönünde tutulabilir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4 maddesi uyarınca, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin aidiyetinin belirlenmesinden kaynaklanan ve genel mahkemede açılan davaya ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu