Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda; Sanık ... hakkında TCK'nin 29. maddesinin uygulanmama ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanınması gerektiği halde bu hak tanınmadan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesine ve CMK'nin 226. maddesine muhalefet edilerek mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkı kısıtlandığından hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği halde temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi nedeniyle Yüksek Dairenizin kararına karşı itiraz yoluna başvurulması gerekmiştir." şeklinde talepte bulunarak dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede; Gereği görülüşüp düşünüldü: 1) Sanık hakkında düzenlenen iddianamede ve mütalaada TCK'nin 29. maddesinin uygulanması talep edilmiş ve uygulanmaması ihtimaline karşı, sanığa 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmemiş ise de, Yargıtay Ceza...

    Dava, zilyetliğin tespiti ve korunması istemine ilişkin olup, davaya bakan İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddine karar vermiş, bu karar istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne göre bu tür davalara bakma görevi 6. Hukuk Dairelerine ait olduğundan Dairemizce görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince; 1- Hakimler ve Savcılar Kurulunun 01.07.2022 tarihli ve 1047 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince istinaf kanun yoluna başvuru incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 10/07/2023 tarihinde, dosya üzerinden davacılar, vekili ve davalıların yokluğunda oy birliği ile karar verildi....

    Davacı lehine zilyetlik şerhi verilen taşınmaza davalıların kısmi tecavüzleri nedeniyle zilyetliğin kendisine iadesi ve haksız fiil sonucu uğradığı zararın tazmini istemi ile Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Açıklanan davanın niteliğine göre kullanım kadastrosundan kaynaklanan bir ihtilaf söz konusu olmayıp, genel hükümlere tabi zilyetliğin korunması ve tazminat davası açılmış, mahkemece de nitelendirme bu şekilde yapılmış olmakla hükmün temyizen inceleme mercii Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince de aidiyet kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek - 4. maddesi uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan kaynaklanan zilyetliğin tespiti ve beyanlar hanesi şehrine ilişkin bulunduğuna, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 16.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ... Köyü ... mevkiinde bulunan taşınmazın 2B niteliği ile Orman Yönetimi adına tespit edildiğini, taşınmazın müvekkili tarafından 1994 yılında ... isimli bir şahıstan satın alındığını, alındığı tarihten beri imar ihya edilerek zilyet edildiğini belirterek davacının zilyetliğinin tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 2/B uygulamasına konu olan taşınmazlarla ilgili idareyi zorlayıcı dava açılamayacağı, davacının zilyetliğin korunması ve tespiti yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zilyetliğin tespitine ilişkindir....

          Mahkemece; 5831 sayılı Yasanın amacın yerin gerçek kullanıcılarının tespiti ve bunların kullanımına göre yeri sınırlandırmak olduğu, taşınmazın 1976 yılında adına kayıtlı olup, kimsenin hukuka dayalı kullanım hakkı ve buna bağlı devir hakkı bulunmadığı, davacıların murisi ...’ın, bedel ödeyerek anne ve ağabeylerden yerin kullanımını devir aldığı, ... mirasçılarının bu nedenle isteyerek bu yerdeki evlerini boşalttıkları, fiili zilyetliğin ...’a geçtiği; o tarihten beride 35 yılı aşkın bir süredir ... ve mirasçıları tarafından kullanıldığı; davacılar aleyhine “evvelki kadastro tespitine ve hali hazırdaki tapu kaydındaki tasarrufçu şerhine” dayalı bir men'i müdahale veya zilyetliğin korunması davası açılmadığı; yerin kullanıcılarına satılmasına dair çıkan yasa sebebiyle davaya karşı konulduğu gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

            Gerçek kişi ile köy tüzelkişiliği arasında görülen zilyetliğin korunması davasında orman olduğu saptanan dava konusu taşınmaza davalının el atmasının önlenmesi yolunda dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi konusundaki özel daire kararına direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/20-148-2004/148 sayılı kararı da (..mevcut zilyetliğin M.K.887(T.M.K.973) anlamında fiili hakimiyet sağlayacak mahiyette bulunmamasına göre ve özel daire bozma kararındaki gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde davalı kiracının icra takibinde ve tahliye davasında tebligatları olmadığı gibi kira bedeli ödemeden tahliye edeceği ihtimali nedeniyle BK'nun 267.maddeleri gereğince eşyalar üzerinde hapis hakkı tanınması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.55.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 5.4.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin korunması davasının görevsizlik nedeniyle reddine dair .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 28.03.2014 gün ve 170/223 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, 153 ve 262 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olarak hükmen adına tescil edildiğini, taşınmazların uzun yıllardan beri tarafların ortak murisleri tarafından kullanıldığını, ancak son zamanlarda davalıların tek başına taşınmazları kullanmaya çalıştığını açıklayarak; davalı ...'nin tamamen, diğer davalıların ise davacıların miras payı oranında söz konusu taşınmazlardan men edilmesini istemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet ve şikayetten vazgeçme haklarının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu, 15 yaşından küçük mağdurun kanuni temsilcisi aracılığıyla bu hakları kullanabileceği, mağdurun kanuni temsilcisi olan annesi ...’in bu dosyada sanık olması nedeniyle, mağdura Kavak Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.09.2019 tarih ve 2019/196 Esas - 2019/276 Karar sayılı kararı ile kayyım atandığı, kayyıma ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi gereğince katılma hakkı olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne gerekçeli kararın tebliğ edildiği, ancak kararın temyiz edilmediği anlaşıldığından; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarihli ve 2013/287 Esas - 2014/273 Karar sayılı kararında...

                    UYAP Entegrasyonu