Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre korunmaya değer ... bir hakkının ve zilyetliğinin olmayıp, bu hakkın ve zilyetliğin müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Medeni Yasanın 984. Maddesinde anılan 2 ay ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medeni Yasanın 937 ve 987. maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve haksız el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

    -KARAR- Dava; çaplı taşınmaza elatmlanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı yan çekişmeli payı satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak iktisap ettiğini, hapis hakkı tanınması gerektiğini savunmuştur. İlgisi nedeniyle .... sayılı dava dosyasının dosya arasında yer almadığı anlaşılmaktadır. .... dava dosyasının ilgili merciilerinden getirtilmesi, Geri çevirme ile istenilen hususların eksiksiz yerine getirilip-getirilmediği denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

      Belirtilen ilkeler ve esaslar uyarınca; Türk Medeni Kanununun 994 /1 maddesindeki “isteyebilir “ ve “ geri vermekten kaçınabilir “ şeklindeki açık düzenleme karşısında, davalının harici satış bedeli üzerinden alıkoyma (hapis) hakkı tanınması konusunda, savunma (defi) yoluyla ileri sürdüğü açık bir talebi bulunmamasına rağmen mahkemenin kendiliğinden (resen) harici satış bedeli üzerinden alıkoyma (hapis) hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, açılan el atmanın önlenmesi davası hakkında Mahkemece kabul kararı verilmiştir. O halde, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekirken, vekalet ücreti bakımından olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ve yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılması isabetsizdir....

        Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Olayları anlatmak taraflara, hukuki tavsif Mahkemeye aittir....

        Somut olayda, davacı zilyetliği kendisine ait olan dava konusu taşınmazın davalı tarafından imzası taklit edilmek suretiyle zilyetliğin devri sözleşmesi ile devredildiği, taşınmazın davalıya satışı için davalı ... tarafından işlemler başlatıldığı iddiasıyla sahte imza ile düzenlenen zilyetliği devri sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmakta olup salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Antalya 4.Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı,zilyetliğin değiştirilerek yeniden zilyetliğin tespitine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi ise , uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki zilyetliğin korunmasına yönelik düzeltim davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, Antalya İli, Kepez İlçesi,Çankaya Mahallesinde bulunan 28171 ada 95 parsel sayılı taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ... Ergün'ün isminin yazıldığı belirtilerek taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ve Elatmanın Önlenmesi MAHKEMESİ : İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.10.2017 tarihli ve 2016/832 Esas, 2017/1166 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16....

              Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle maliki olduğu taşınmazdaki davalının tahliyesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının mülkiyet hakkında dayalı olarak tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... ... 3....

                yapılmasına rıza gösterdiği şeklinde değerlendirilerek cezadan indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından, ilamın 3 numaralı maddesinde anılan yasanın 43. maddesi gereği ek savunma hakkı tanınması gerektiği belirtilmesine karşın, ek savunma hakkı verilmemiş ise de; bozmanın sanık lehine olduğu ve ilamın duruşmaya katılmayan sanığa tebliğ edildiği gözetilerek anılan eksiklik sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Yasa'nın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılan taşınmazda zilyetliğin tespiti isteğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu