Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğin korunması davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, davacı vekilinin, çekişmeli taşınmazın kadastroda hatalı olarak tespit edilmesi sonucunda kullanıcı olarak müvekkilinin ismine yer verilmeyip kullanıcı olarak davalı gerçek kişinin isminin yazıldığını, ancak taşınmazın müvekkili tarafından kullanıldığı, ceza ihbarnameleri, vergisi ve diğer her türlü ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığını, ileri sürerek beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair Bergama Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 29.06.2006 gün ve 1055/666 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 12,20 YTL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 00,90 YTL’nın temyiz eden davalıdan alınmasına 16.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali Dairemizin 20.11.2014 tarih ve ... esas, ... sayılı kararı ile uyuşmazlığın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğundan, dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine karar verildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından, Dairemizin gönderme kararı farkedilmeden, 20.01.2015 tarih ve ... sayılı kararı ile de Dairemizin görevli olduğundan dosyanın Dairemize gönderildiği görülmektedir. Bu durumda uyuşmazlık zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğundan temyiz incelemesi, Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olup, dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24.12.2009 gün ve 55/364 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı 17,15 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına 04.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespiti ve korunması-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı zilyetliğin tespiti-korunması ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 23/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. HMK.nun 1. maddesine göre göreve ilişkin kurallar ancak kanunla düzenlenir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir. HMK.nun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin, 2. maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinin görevleri sayılmış olup, malvarlığına ilişkin davaların aksine düzenleme olmadıkça Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanında olduğu hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziyetliğin Tespiti ve Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin tespiti ve korunması davasının dava koşulu yokluğu nedeniyle reddine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.06.2014 gün ve 294/5174 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, mülkiyeti Hazineye ait olan 526 parselin müvekkilinin zilyetlik ve tasarrufu altında bulunduğunu, davalının taşınmaza haksız olarak el attığını açıklayarak vekil edenine ait zilyetliğin tespiti ile himayesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... vekili ile davalı gerçek kişi vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, dava koşulu yokluğu nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, herhangi bir şahsi ya da ayni hakka dayanmadan salt zilyetlik iddiasına dayalı olarak, zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 4. Maddesinde; dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları sulh hukuk mahkemelerinin göreceği düzenlenmiştir. Bu yönüyle davaya bakmakla görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olup, ilk derece mahkemesinin kararı yerindedir....
Davanın, TMK.nun 683. maddesi uyarınca ayni hakka yönelik müdahalenin önlenmesi davası olduğunun kabulüyle hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Sayın Daire çoğunluğunca, davanın zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi ve bu gerekçeyle hükmün bozulması yönündeki görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 08.03.2012...
Mahkeme tarafından bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının mülkiyet hakkı bulunmadığından mülkiyet hakkının ihlalinin söz konusu olmadığı, zilyetliğin korunması açısından ise yasada yazılı hak düşürücü sürelerin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamında da açıklandığı üzere dava, haksız fiil nedeniyle ürün zararından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. Davanın niteliği itibarıyla zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı açıktır. Bu nedenle zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda uygulanması mümkün bulunan TMK'nın 982 ve devamı maddelerine göre hak düşürücü sürelerin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemenin bu gerekçesi yerinde değildir....