Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Zilyetliğin tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Antalya 4 Asliye Hukuk Mahkemesi ile Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılarak davalı ... tarafından kullanıldığı belirlenen parselde davacının zilyetliğinin tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 Sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına ilişkin olan davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Zilyetliğin tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi ile Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılarak davalılar Hüseyin ve ... tarafından kullanıldığı belirlenen parselde davacının zilyetliğinin tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 Sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına ilişkin olan davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

      Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan zilyetliğin tespiti ve korunması davasının kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairece onanmıştı. Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir. Davacı vekili, vekil edenin dava dilekçesinde adresi yazılı tek katlı gecekondu ve yanındaki iki katlı binanın zilyedi olduğunu, vekil edeninin dava dışı kızı tarafından belediyede vergi kayıtları oluşturulmak ve gerçek dışı ilmühaber düzenletilmek suretiyle binanın davalıya satıldığını, davaya konu gecekondu ve iki katlı binanın davacıya ait olduğunun ve zilyetliğinin tespiti ile zilyetliğin korunmasına karar verilmesini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, Hazine adına tapu siciline kayıtlı taşınmaz üzerindeki yola ilişkin elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin tesbit ve korunmasına ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/09/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Zilyetliğin hukuki fonksiyonlarından birisi de, fiili durumun başkaları tarafından keyfi olarak bozulmasını önlemektir. Hukuk düzeni böylece toplumun esenliğini korumak istemiştir. Kendilerini haklı görenler bile başkasının fiili hakimiyetine belli bir çerçeve içinde saygı göstermeye mecburdurlar. Zilyetlik davalarının en belirgin özelliği yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi davada hakkın tartışma konusu olmaması ve davayı kazanma veya kaybetmenin mevcut olabilecek hak üzerinde herhangi bir etkisinin olmayışıdır. Bunun içinde bu tür davalarda mahkemenin zilyetliğin korunmasına ilişkin vereceği karar, sadece eski zilyetlik durumunun yeniden kurulmasını sağlamaya yöneliktir. Bu karar, diğer tarafın mülkiyet iddiasıyla dava açma hakkına dokunmaz ve üçüncü kişilerin o şey üzerinde hakları olmadığının kabulü şeklinde anlaşılamaz....

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Diğer taraftan, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 8/II-3. madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davasıdır....

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Diğer taraftan, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 8/II-3. madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davasıdır....

            Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın malvarlığı haklarına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde davalıların kullanıcı olarak şerh verildiğini ileri sürerek taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmadığının anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Asliye Hukuk Mahkemesince, aynî hak doğurmayan zilyetliğin tespiti talebi ile ilgili davanın zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının tespitine ilişkin olup sulh hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi kapsamında tapu kaydının beyanlar hanesinde zilyetlik tespitinde hata yaptığı belirtilerek, ... parsel sayılı taşınmazda davalı lehine yapılan kullanıcı tespitinin iptali ile kullanıcı olarak kendi adının şerh verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın, zilyetliğin tespitine ve korunmasına ilişkin bir dava olmayıp beyanlar hanesindeki şerhe itiraza ilişkin olduğu ortaya çıkmaktadır....

                İlk derece mahkemesi tarafından verilen ara karar sonucunda; Mahkeme dosyasının henüz sübut bulmamış olduğu, yargılamanın devam ettiği ve davacının talebinin yukarıda da belirtildiği üzere davanın esasını çözer mahiyette olduğu kanaatine varılarak talebin reddine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE : Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) istemine ilişkindir. Davacı taraf, 07/07/2021 tarihli C.C. dilekçesinde açıkça Zilyetliğin korunması talebinde bulunduğu, başka kişilerin zilyetliğininde zaman içerisinde davacıya geçtiği ve tamamına zilyet olduğunu, davacı dışında başkaca zilyetlik hakkı kalmadığını, dava açılmasından sonra davalı tarafından zilyetliğin gasbına yönelik hareketlerde bulunduğunu, açmış oldukları davanın amacının TMK.nın 982 v.d. md. Uyarınca dava konusu taşınmazdaki zilyetliğin korunması olduğunu belirtmiştir....

                UYAP Entegrasyonu