Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Zilyetliğin Korunması istemine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu taşınmazda 1062 sayılı Kanun uyarınca Hazinece taşınmazlarına el konulan Suriye Uyruklu kişilere ait olup zilyetliği kendisine ait 13.000,00 m²'lik alana yönelik müdahalenin önlenmesi ve zilyetliğin korunması talep edilmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 3. maddesinde; ".TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir....

Dosyadan, davaya konu taşınmazda davacının zilyet bulunduğu davalıların ise haksız yere taşınmaza el attıkları ve davalılar tarafından taşınmazda bulunan söğütlerin kesildiği iddiasıyla el atmaları nedeni ile taraflarına tazminat ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının açtığı tazminat istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince; ......

    Somut olayda; davacının zilyetliğin devri yolu ile iktisap ettiğini taşınmazı davalının haksız olarak işgal ettiği iddiasıyla zilyetliğe vaki tecavüzün önlenmesinin ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. TMK. nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.04.2011 gün ve 137/291 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili dava dilekçesinde; tapuda ... adına kayıtlı bulunan 495 ada 1 parselin davacı ve kardeşleri tarafından 1992 yılında haricen satın alınarak üzerine alt katı dükkan olmak üzere 3 katlı bina inşa edildiğini, kardeşler tarafından birlikte satın alınan ve üzerine bina inşa edilen taşınmazın davacı ve diğer kardeşleri tarafından kullanımına davalı kardeş ...'...

        Dava, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu 2496 sayılı parselin 22.09.1956 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ...adına tespiti yapılmış, itiraz üzerine Tarsus Gezici Kadastro Mahkemesinin 07.07.1964 tarih ve 1958/2037 Esas, 1964/322 Karar sayılı kararıyla dava konusu parsel ile birlikte başka parsellerin orman niteliğiyle tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiştir. Daha sonra keşifte dinlenen uzman bilirkişi orman mühendisi Zeyit Kirik’in dosyaya sunduğu 26.08.2010 tarihli raporunda; 2496 sayılı parselin öncesinin orman olması nedeniyle orman sınırları içerisinde bırakıldığı, 1981 tarihinde yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu ve buna ilişkin tutanakların 09.03.1983 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın TMK'nın salt zilyetliğin korunmasına yönelik 983. Maddesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/8- 518 Esas, 2009/573 Karar sayılı İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nin 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken ve gerçek kişi ile Hazine arasında görülen bu davanın, TMK.'nın 981.vd. maddelerine göre açılmış zilyetliğin korunması isteğine ilişkin olduğu ve 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yüksek Başkanlar Kurulunun 26.01.2009 gün 1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve orman araştırması yapılmasını gerektirir bir konu olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine 09/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken ve gerçek kişi ile Hazine arasında görülen bu davanın TMK'nın 981 vd. maddelerine göre açılmış zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yüksek Başkanlar Kurulunun 26.01.2009 gün 1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve orman araştırması yapılmasını gerektirir bir konu olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine 09/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava,TMK'nın 981 vd. maddelerinde düzenlenen yalnızca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (8.) Hukuk dairesine ait bulunmaktadır. Dosyanın maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşıldığından yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Davalı ... vasisi ve diğer davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu edilen kadastro paftasında orman ve Kargacık çayı olarak gösterilen kısımların kazanmayı sağlayan zamanaşımı ile iktisabının mümkün olmadığı ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği; Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazlar içerisinde kalan bölümler yönünden ise davacı murisi adına herhangi bir kaydın bulunmadığı ve davacının zilyetliğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek TMK.nun 981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir. Zilyetliğin korunması, Devlete (Hazineye) veya başka kişilere ait taşınmazlar üzerinde üçüncü kişiler arasında görülecek davalarda söz konusu olur....

                  UYAP Entegrasyonu