Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,7549 parsel sayılı taşınmazın 13.500 m2 lik kısmına davacının zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu ve zilyetliğin korunmasına yönelik davanın 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacı tarafın Hazine arazisi üzerindeki talebinin sadece zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın bir hak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm vermiştir....

    Somut olayda, takip adi kira alacağına ilişkin başlatılmış olmakla birlikte, alacaklı tarafça takip talebinde açık olarak kira alacağına ilişkin takip ve tahliye istemi bulunmamaktadır. Bu hal ve şartlar altında müdürlükçe yapılması gereken borçluya, örnek no 7 (genel haciz yolu ile takipte ödeme emri) hazırlayıp göndermek iken, sanki alacaklı yanca İİK 269 maddesi uyarınca tahliye istemli kira alacaklarının tahsiline ilişkin takipte bulunulmuş gibi yanılgılı değerlendirme ile örnek no 13 ödeme emri gönderilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüş bu nedenle de ödeme emrinin iptali yoluna gidilmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2011/2249 takip sayılı dosyasında alacaklı vekilinin talebi üzerine düzenlenen 05.11.2018 tarihli tahliye emrinin müvekkili şirkete 08.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin taşınmazda alacaklı-alıcı Şekerbank ile borçlu-eski malik arasındaki 11.04.2014 tarihli Vefa Sözleşmesine istinaden kiracı olarak bulunduğunun beyan edildiğini, Vefa Sözleşmesi ile satış ve tescilden sonra yeni bir hukuki durum ve statü oluşturulduğunu, bu nedenle artık İİK'nun 135/2 maddesinin uygulanamayacağını, müvekkili şirketin taşınmazı eski malik ve vefa sözleşmesi tarafı olan Turhan Öztoygar'dan vefa sözleşmesine istinaden 01.11.2014 tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıl süreli olarak kiraladığını, satış ve tescil tarihinden sonra 4 yıllık bir süre geçmesi ve vefa sözleşmesine dayalı kiracılık beyanı ile 01.11.2018 tarihli taşınmaz tespit tutanağına beyan ve itirazda bulunulması dikkate alınmadan, İİK 135/2 maddesine istinaden 05.11.2018 tarihli tahliye kararı tesis edilmesinin, yasal...

    İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle; Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf talebinin reddi ile yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğundan yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kira sözleşmesinden kaynaklı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

    Mahkemece, zilyetliğinin korunmasına ilişkin talebi incelemeye görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın görev noktasından reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davada 11.08.1994 başlangıç tarihli ve 3 yıllık kira sözleşmesine dayanılarak bu sözleşme üzerinde davalıların çıkardıkları muarazanın zilyetliğin korunması suretiyle kaldırılması istenmiştir. Gerçekten, kira sözleşmeleri, kiracıya kişisel hak sağlar ve daima tarafları arasında hüküm ve sonuç meydana getirir. Kiralanan şey kiracıya teslim edilince, kiracı feri zilyet durumuna girer ve bu zilyetlik yasa tarafından korunur (TMK. m.974,981,984). ./.. 2009/11150 - 13190 - 2 - Bu tür davaları görmeye de doğru olarak saptandığı üzere sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Davacının kira sözleşmesine dayanarak zilyetliğin korunması isteminde haklı olup olmadığı ve kira sözleşmesinin geçerliliği ve hukuki durumu görevli mahkemede tartışılacaktır....

      Şti. aleyhine açtığı dava sonucunda taşınmazın kendi adına tescil edildiğini, halende taşınmazın maliki olduğunu beyan ettiğini, bu kesinleşmiş mahkeme hükmüne rağmen tahliye işlemine devam edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihale alıcısının mülkiyete hak kazanmadığını, tahliye emrinin yasal bir geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazda haklı sebeple bulunmasını İİK'nun 135/2 maddesine göre kesinleşmiş mahkeme hükmü ile ispat ettiğini, Mehmet İlyas Aslanoğlu'nun ihale alıcısı şirkete Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/153 esas sayılı dosyası ile yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nın 135/2 maddesi gereğince düzenlenen tahliye emrinin iptali talebine ilişkindir....

      Türk Borçlar Kanunun 315. maddesinde konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek süre 30 gün olarak öngörülmüştür. Oysa takip dosyasında örnek 7 ödeme emri gönderilerek borçluya 30 gün yerine 7 gün ödeme süresi verilmiştir. Ayrıca takip talebinde tahliye talebi ve ödeme emrinde tahliye ihtarının yer almadığı görülmüştür. Türk Borçlar Kanununun 315. yasal otuz günlük ödeme süresinin verilmesi öngörüldüğü halde, somut olayda yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Bu nedenle tahliye isteminin reddine reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava konusu edilen icra takip dosyasında takip talebi ile ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının okunaklı ve ... denetimine elverişli bir surette taranmasından sonra temyiz incelemesi için gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, ....04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğünün 2020/24197 esas sayılı takip dosyasında tahliye talepli olarak icra takibine geçtiğini, ödeme emri tebliğine rağmen davalı borçlu tarafından itiraz veya ödeme olmadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun mecurdan tahliyesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2020/24197 esas sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacının itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; usul ve yasaya uygun olmayan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada Demirköy Asliye Hukuk Mahkemesi ve Demirköy Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda yapılan zilyetlik tespitinin iptali ile davacı adına tescil edilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu ve salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          UYAP Entegrasyonu