Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyet olunan taşınmazın tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel kadastro çalışması 1975 yılında yapılıp dava konusu taşınmaz açısından kesinleşmiş, 1988 yılında ... kadastrosu yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi....

    kanunun 13/B-b maddesinde tapulu taşınmazların zilyedinin taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit yapılacağı düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyet olunan taşınmaza K A R A R Davada; davacı, 1741 parsel tapu kaydına dayanarak 1/4 payına yönelik elatmanın önlenilmesini istemiş bulunduğuna ve hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince oluşturulmuş bulunduğuna göre, hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre mahkemece, dava konusu .. parsel sayılı taşınmazın bir bölümü üzerinde davacıların üstün zilyet oldukları kabul edilerek taşınmazın 17.284 m2'lik bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ancak kabul edilen bu kısmın .. parsel alanının hangi bölümünü kapsadığı hükümde belirtilmediği gibi hangi bilirkişi raporunun esas alındığı da hükümde açıklanmamıştır. Hüküm bu hali ile infaza elverişli olmadığı gibi açık da değildir. Şu halde mahkemece; kısmen kabulüne karar verilen taşınmaz bölümünün dava konusu .. parsel sayılı taşınmaz içerisindeki konumu, sınırları ve koordinatlarını gösterir biçimde düzenlenmiş kroki esas alınarak, taşınmaz ile ilgili infazda duraksama oluşturmayacak şekilde, hüküm kurulmalıdır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucu oluşan 62 numaralı tevzi parselinin şeklen dava konusu taşınmaza uyduğu, 62 numaralı tevzi parselinin 22.01.1964 tarihinde Maliye Hazinesi adına kaydedildiği, ancak anılan tarihe kadar zilyet olan kişinin bu yerde 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde nizasız ve fasılasız eklemeli zilyetliğin halihazırda devam ederek tarımsal faaliyette bulunulduğu, 1955-1984-2004 yıllarına ait hava fotoğraflarından dava konusu taşınmazın keşif tarihinde olduğu gibi tarım arazisi olarak kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

            Davacı ... vekili, çekişmeli taşınmazın zilyedinin müvekkili olduğu halde beyanlar hanesinde ...’nın zilyet olduğunun yazıldığı, davalı adına olan zilyetlik şerhinin silinmesi ve beyanlar hanesine müvekkilinin zilyet olduğu şerhinin yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 2924 Sayılı Yasanın 4127 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerinin belediye sınırları içinde kalan taşınmazlarda uygulanmayacağı, Anayasa Mahkemesinin 04.10.2002 gün 2001/382-21 ve 30.03.1993 gün 1992/48-1993/14 sayılı iptal kararları karşısında davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı tarafından temyizi üzerine 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 8....

              vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16/12/2008 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma istemli temyiz eden DAVACI ... vekili avukat ... ... geldi , karşı taraftan HAZİNE vekili avukat ... geldi başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği YÜREĞİR ilçesi HEREKLİ Köyünde bulunan 87500 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, önceki zilyet ve malikleri olan ... , ... ... ve ... ...’dan satın alarak zilyetliğini devraldığını kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu ileri sürerek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir....

                SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 15.60 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 23.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  in kullanımında olduğu ve taşınmaz üzerindeki 2 katlı betonarme binanın davacıya ait olduğu, bu nedenle Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir. Davalı Hazine vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                    Mahallesi 1115 ada 85 parsel sayılı taşınmazın 15.7.2013 tarihli komisyon tutanağında kabul edilen 02.4.2013 tarihli tespit tutanağı gibi tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesinde, taşınmaz üzerindeki ev ve mandalin ağaçlarının ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... kızı ... (... )'e ait olduğunun gösterilmesine karar verilmiş ve iş bu karar, asıl davacı-birleşen davanın davalısı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 18.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu