Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, taraflardan taşınmazı ve öncesini iyi bilen yaşlı tanık göstermeleri istenmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarla tüm tesbit bilirkişileri ve taraflarca gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak, öncelikle 7.5.1985 tarihli senedin uygulaması yapılarak taşınmaza ait olup olmadığı kesin olarak saptanmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı yada kaçak ve yitik kişilerden kalan yerler arasında bulunup bulunmadığı, değilse kimden kaldığı, vergide şagil olarak gözüken ...’i taşınmazda zilyet ederken görüp görmedikleri, zilyet olması halinde zilyetliğinin başlangıç tarihi ve süresi, ... oğlu’nun ...’le ilişkisinin ne olduğu ve taşınmazda herhangi bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, zilyet ise süresi, davacı ...’nin kocası olan ...’ın zilyetliğinin hangi tarihte başladığı ve ölümüne değin zilyet edip etmediği, terk durumu varsa nedenleri ve süresi, ...’ın ölümünden sonra mirasçılarının taşınmaza zilyet...

    Somut olayda; davalının, davacıya 1980 yılından beri ecrimisil ödemek suretiyle çekişmeli taşınmazın bir bölümüne zilyet olduğu ve zilyetliğinin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı açıktır. Bu nedenle davalının iyiniyetli olmayan zilyet olduğunun kabulü gerekir. TMK'nun bu düzenlemesi karşısında kötüniyetli zilyet olan davalının ancak enkaz bedelini davacıdan isteyebileceği açıktır. Hâl böyle olunca, mahkemece TMK 723/3 maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki ağaçların enkaz bedelleri nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile taşınmaz malikinin kötü niyetinden bahisle hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olaya gelince, davaya konu 296 ada 19 parselde kayıtlı 56,10 m2 arsa vasıflı taşınmazın davalılar murisi Süleyman oğlu ... adına kadastro yoluyla 20.11.1968 yılında tescil edildiği, taşınmaz üzerindeki evin ... oğlu ...’a ait olduğunun şerh düşüldüğü, kadastro tespitine ilişkin tutanak incelendiğinde, taşınmazın ...’in senetsizden zilyet ve tasarrufunda iken ölümü ile tasarruf durumunun mirasçılarına geçtiği, davaya konu parselin 20.12.1965 tarihli noter senediyle mirasçılardan ...’in, dava dışı ... isimli kişiye sattığı, ...’un da 20.01.1967 tarihli noter senediyle taşınmazı arsa olarak dava dışı ...’a sattığı, ...’un aynı senetle dava konusu taşınmazı tapuda lehine şerh bulunan ...’a sattığının anlaşıldığı, dosyada yer alan veraset ilamına göre, tapu maliki ...’in 17.10.1930 yılında vefat ettiği, eldeki davanın ise 08.10.2010 tarihinde açıldığı, davacı tarafından dosyaya sunulan 21.05.2010 tarihli muhtar senedine göre, dava dışı ...’tan bedeli karşılığı taşınmaz üzerindeki iki katlı...

        Ancak hükme esas alınan bu beyanlara göre, murisin ölene kadar çekişmeli taşınmazda zilyet olduğu anlaşıldığı halde, bu zilyetliğin hangi sıfatla sürdürüldüğü ve murisin ölümünden sonra davacının eşi ...’ün hangi sıfatla taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduğu hususları açıkça sorulup saptanmamış; bağışlamayı kanıtlama yükümlüğünün buna dayanan tarafta olduğu göz önünde bulundurulmamış ve kadastro tespiti sırasında teknisyenliğe ibraz edildiği belirtilen senedin aslının ya da onaylı örneğinin davalı tarafça dosyaya sunulması istenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

          Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre,krokide (A) harfi ile gösterilen yere ilişkin hüküm bölümüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Krokide sarı ile boyanan ve (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; Krokide sarı ile boyanan bu taşınmaz bölümü 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının 5 parsele taşan kısmıdır. 7 parsel sayılı taşınmaz tapu kayıt örneğinden maliklerinin davada taraf olmayan İsmail Y., İsmail B., Nazmi ve Mustafa olduğu görülmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 718. maddesi hükmüne göre, arazi mülkiyeti kapsamına üzerindeki yapılar da girer. Kural olarak da bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da malikidir. 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının taşan kısmında davada taraf olamayan maliklerin de Yasa'nın 718. maddesi hükmüne göre haklan bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kullanım kadastrosu sırasında Ahmet Yesevi Mahallesi çalışma alanında bulunan 250 ada 13 parsel sayılı 534,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmaz bahçe ve üzerindeki kargir binanın ...'ın kullanımında olduğu, 250 ada 14 parsel sayılı 534,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/537-290 E/K sayılı kararı ile Hazine adına tescil edilen 2.1000,00 m2 yere, ilişkin tüm kamulaştırma evraklarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından istenildikten, 3-Dava konusu taşınmazın 1988 yılında kamulaştırılmasına ilişkin zilyet ...’a yapılan noter tebligatı var ise, tebliğine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ilgili idare ve ilgili Noterlikten istenildikten, 4-Kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliklerine ödenip ödenmediği ilgili idare ve ilgili Banka Bölge Müdürlüğünden araştırılıp, ödeme yapılmış ise ödeme belgeleri getirtildikten, 5-Kamulaştırma tarihindeki zilyet ... ile davalının arasındaki hukuki ilişkinin ne olduğu taraflara da sorularak araştırıldıktan, 6-Zilyet Muzaffer Seyhan tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması talebi ile açılan Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/346 Esas - 1989/673 karar sayılı dosyasının dosya arasına alındıktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,...

                alması nedeniyle, dava konusu yerde 1996 yılından önce ne şekilde zilyet olduğunun belirlenmesi gereğine değinildiği ve taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacının 1962-1963 yıllarından itibaren zilyet olduğunu bildirmelerine rağmen hangi hakka istinaden ne şekilde zilyetliğin sürdürüldüğü hususlarında ayrıntılı bilgi alınmamıştır....

                  170 Ada 38 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine Müvekkil T1'NIN ZİLYET OLDUĞUNA DAİR ŞERH KONULMASINA, karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

                  Mahkemece; davalı tarafın çekişmeli taşınmazda asli zilyet olup davacıların ise kiracı olduklarına ilişkin savunmalarının kanıtlanamadığı, taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu