Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının talebi, dava konusu taşınmazda zilyet olmasına rağmen zilyet olduğunun tespit edilmediği ve beyanlar hanesinin boş bırakıldığı iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 31/01/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "yetersiz inceleme sonucu hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek; yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, dava konusu taşınmazlar üzerinde davaya konu 1/2 pay yönünden davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği; kimin, ne zamandan beri, ne şekilde zilyet olduğu, davacı tarafın dava konusu taşınmazlarda zilyet olup olmadığı, davalı taraf zilyet ise zilyetliklerinin sadece kendi adlarına mı yoksa davalı adına da olup olmadığı hususlarının ayrıntılı ve somut olaylara dayalı olarak...

      hakkında diğer hissedarlar tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılmış olması nedeniyle, taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi (Zilyet olunan taşınmaza) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine istinaden orman sınırları dışına çıkarılan ve Hazine adına tapuya kayıtlı 101 ada 255 sayılı parselin beyanlar hanesindeki davalıya ait zilyetlik şerhinin iptali ile davacının zilyet olduğunun tespitine karar verilmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İlgili Hukuk 6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti başlıklı 13/B maddesi "Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...

            Mevkii 264 ada 1 parsel sayılı 21.508,75 m2 yüzölçümlü tek katlı kargir ev fındık bahçesi ve tarla vasfındaki taşınmaz, senetsizden vergi kaydı bulunmamakla Halis oğlu ...’ın ceddinden intikalen ve taksimen geldiği ve 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet iken 1995 yılında tek katlı kargir ev inşa ettiği ve halen zilyetliğinde olduğu, taşınmazın ortamalı veya Hazineye intikali gereken yerlerden olmadığı, çalışma alanı içerisinde 5304 sayılı Kanun gereği yapılan orman kadastro çalışmaları neticesinde orman sınırları dışında bırakıldığı 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde belirtilen 40/100 dönüm sınırını da aşmadığı belirtilerek 23.10.2009 tarihinde Halis oğlu ... adına; aynı yer 266 ada 9 parsel sayılı 22.156,81 m2 yüzölçümlü iki katlı betonarme ev, ahır ve fındık bahçesi ve tarla vasfındaki taşınmaz ise, senetsizden vergi kaydı bulunmamakla ... oğlu ...’ın ceddinden intikalen ve taksimen geldiği ve 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet iken 1990 yılında iki katlı betonarme...

              Dosyadaki bilgi ve belgelere göre de, davalının dayanağı tapu kaydının dava dışı 102 ada 82 sayılı 2756,72 metrekare yüzölçümlü taşınmaza da revizyon gördüğü, bu taşınmazın davalı adına kesinleştiği ve davalının bu taşınmaz da zilyet olduğu anlaşılmaktadır. Kaydın revizyon gördüğü bu taşınmazın miktarı ve aradaki orman olan taşınmaz bölümünün miktarı dikkate alındığında dava konusu taşınmazı kapsaması mümkün bulunmamaktadır. Davacıların dayandıkları tapu kaydı çekişmeli taşınmaza uymasa dahi davacıların ve davacıların mirasbırakanı ......’un kadastro tespit tarihine kadar eklemeli olarak 20 yıldan fazla süre ile zilyet olduğu ve halen mirasçılarının nizalı taşınmazı kullandıkları açık olduğundan, davacılar yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken...” gerekçesiyle bozulmuştur....

                İlgili Hukuk 3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b-c maddesinde “B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...

                  ın kullanımında olduğu belirtilen 1728 parsel sayılı taşınmaz, 07.12.2011 ilâ 05.01.2011 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan orman sınır noktalarındaki fenni hataların düzeltilmesi ve güncelleme çalışmasında 2746 ve 2747 parsellere ifraz edilmiş, daha sonra 29.03.2011 ilâ 27.04.2011 tarihleri arasında ilân edilen aynı Kanunun 22/2-a maddesince yapılan çalışmada ise 2746 parsel sayılı taşınmaz 326 ada 12, 2747 parsel sayılı taşınmaz ise 326 ada 13 parsel sayısında tesbit görmüştür....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespitinin iptali ve zilyet olduğunun şerh verilmesi ... mirasçıları ... ve müşterekleri ile Hazine, ... ve ... aralarındaki zilyetliğin tespitinin iptali ve zilyet olduğunun şerh verilmesi davasının reddine dair Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.04.2006 gün ve 73/192 sayılı hükmün 25.02.2011 günlü tavzih şerhi davacılar tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava dilekçesinde Hazine adına kayıtlı bulunan 952 parsel sayılı taşınmazın edinme sebebinde kendisiyle birlikte... ve ...’nın diğer evlatları bulunan ... ve ...’ın zilyet olduğunun belirtildiğini, aslında kendisinin tek başına zilyet olduğunu üç kişinin zilyet olduğu yönündeki şerhin doğru olmadığını belirterek davalılar adına olan zilyetlik şerhinin iptaliyle yalnız kendisinin zilyet olduğu yönünde tapu kütüğüne şerh verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu