Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Elatmanın önlenmesi (Zilyet olunan taşınmaza) ... ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi (zilyet olunan taşınmaza) davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.10.2012 gün ve 30/295 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesinde, mevki ve sınırlarını açıkladığı 7589 m² lik taşınmazına davalının mısır ekmek suretiyle müdahalede bulunduğunu açıklayarak zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının dava konusu taşınmazda hiçbir zaman fiilen zilyet olmadığını, davacının taşınmazı satın aldığı ... ’ın da dava konusu yeri kiralayarak kullandığını, bu yerde hissedar olmadığını, adi sözleşmenin muvaazalı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Türk Medeni Kanununun 979.maddesi hükmüne göre bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış kabul edilir. Somut olayda; vaat borçlusu olan davalılar mirasbırakanı satışı vaat olunan 524 parseldeki zilyetliğini davacılar mirasbırakanına taşınmazı fiilen teslim ettiğini sözleşmeye yazarak devretmiştir....

      taşınmaz, tarla vasıflı olarak, ceddinden intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle ......

        Davacı, dava açarken taşınmaz üzerinde bulunan villaları yazlık olarak kullanmak için satın aldığını ve yaz tatillerini Türkiye'de dava konusu villada geçirdiğini ileri sürmektedir. Mahkeme kabulünün aksine, davalının taşınmazda zilyet olduğuna dair bir beyanı bulunmamaktadır. Aksine davacı, tatillerini burada geçirdiğini belirtmekle taşınmazın zilyetliğinin de kendisinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Taşınmazın yazlık olarak kullanım amacı göz önüne alındığında davacının yaz tatillerini burada geçirdiğinin tespit edilmesi halinde davacının taşınmazda zilyet olduğunun kabulü gerekir. Bir başka deyişle davacının taşınmaza yaz tatillerinde zilyet olup burayı kullanması yılın diğer zamanlarında zilyetlinin bulunmadığı sonucunu doğurmaz. Davacın taşınmazda zilyetliği devam ettiği sürecede zamanaşımı işlemez. Zamanaşımının başlangıc tarihi davacı ile davalı arasında muarazanın çıktığı, bir başka anlatımla davacının zilyetliğinin son bulduğu tarihtir....

          Davacıya yapılan bir teslim bulunmadığından, davacının fer’i zilyet durumuna girdiği düşünülemez. Dolayısıyla, eldeki davanın reddi gerekirken istemin hüküm altına alınması doğru değildir. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 825,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu husus mahkemenin de kabulündedir. ... soyadlı kişilerin, taşınmaza Eryılmaz’lar adına zilyet ettiklerine dair bir iddia ve delil de bulunmamaktadır. O halde, ... soyadlı kişilerin taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olduklarının kabulü zorunludur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı koşullar arasında “malik sıfatıyla zilyet olma” koşulu mevcut olup gerek anılan maddede ve gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinde malik sıfatıyla sürdürülen zilyetliğin “iyi niyetli” olması koşulu yer almamaktadır....

              Dosyanın incelenmesine göre; davacının maliye hazinesine ecrimisil ödemek suretiyle tasarrufunda bulundurduğunu beyan ettiği davaya konu taşınmaz üzerindeki davalıların vaki müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini mahkemeden talep ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu 981,982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/2402 KARAR NO : 2023/ 2871 Kararın Kaldırılara T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TERME 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/244 ESAS, 2022/241 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Terme 1....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 175 ada 45 parsel sayılı 1462,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz “... ” adlı bir kişinin zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte açık kimliğinin belirlenememesi nedeniyle; 175 ada 46 parsel sayılı 1009,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz “...” adlı bir kişinin zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte açık kimliğinin belirlenememesi nedeniyle; 175 ada 47 parsel sayılı 981,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz “...” adlı bir kişinin zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte açık kimliğinin belirlenememesi nedeniyle; 175 ada 48 parsel sayılı 1060,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz “...” adlı bir kişinin zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte açık kimliğinin belirlenememesi nedeniyle davalı...

                  Ne var ki, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre davacının taşınmaz üzerinde kazanmayı sağlayacak süre ile zilyet olduğu, davalının zilyetliğinin bulunmadığı belirlenmiş olup, davacının dayandığı taşınmaz satış vaadi senedindeki tapu kayıt maliki ile davalı arasında ırsi ilişki olduğu da davalı tarafça iddia ve ispat olunmadığına göre davacı tarafça ispat olunan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu