Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu gibi durumlarda Türk Medeni Kanununun 979.maddesinde yer alan hüküm uyarınca zilyetlik hükmen teslim edilmiş, artık devreden kişi fer’i zilyet, devralan kişi ise asli zilyet sıfatını kazanmış kabul edilir. Zilyetlik hükmen devredildiğinden davalıların zamanaşımı savunması az yukarıda sözü edilen dürüst davranma kurallarına uygun düşmez. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, işin esası incelenerek bir hüküm kurulması yerine, davalıların zamanaşımı savunmalarına değer tanınarak davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 30.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Mahallesi ... mevkiinde bulunan 208 ada 40 parsel sayılı taşınmaz 360,88 m2 yüzölçümü tarla vasfıyla beyanlar hanesinde ... kullanımındadır ibaresi şerh verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan 208 ada 41 parsel sayılı taşınmaz 682,21 m2 yüzölçümü tarla vasfıyla beyanlar hanesinde ... kullanımındadır ibaresi şerh verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan 208 ada 42 parsel sayılı taşınmaz 935,66 m2 yüzölçümü tarla vasfıyla beyanlar hanesinde ... kullanımındadır ibaresi şerh verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan 208 ada 43 parsel sayılı taşınmaz 763,86 m2 yüzölçümü tarla vasfıyla beyanlar hanesinde ... kullanımındadır ibaresi şerh verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. 2. Asıl ve birleşen dosya davacısı ... vekili; çekişmeli 208 ada 40, 42 ve 43 parsellerde tarafların mirasbırakan babaları ...'...

      Zira ilk zilyet zilyetliği terk ettiğine göre, davacının artık zilyet olmadığı sabit olan ilk zilyetten ırsi veya akdi bir yolla zilyetliği devralma imkanı hukuken kalmamıştır. Aksinin kabulü, taşınmaza fiilen zilyet olduğu halde, ilk zilyedin zilyetliği terk etmesinin külfetini sonraki zilyede yükleyecek ve 6292 sayılı Yasa'nın öngördüğü düzenlemelerden fiili kullanıcının mahrum kalması sonucunu doğuracaktır....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/374 KARAR NO : 2021/705 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HARRAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2021 NUMARASI : 2020/35 2021/6 DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....

        Çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı tarafın zilyet olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı tarafın zilyetliğinin asli ya da feri olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafın çekişmeli taşınmazla ilgili 1977 tarihli emlak kaydının bulunması mutlak surette çekişmeli taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyet olduğunu göstermeye yeterli bulunmamaktadır....

          Ancak; dava miras payı oranında lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemine ilişkin olup davacının 3/20 miras payı oranında taşınmazda zilyet olduğuna karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken zilyet olunan taşınmaz miktarının hükümde metrekare olarak gösterilmesi, zilyetlik şerhine yönelik iş bu davada maktu karar ve ilam harcı yerine nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi, davada ilgili sıfatıyla yer alan Hazine'nin davaya açıkça karşı çıkmış olması ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması karşısında davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, davacı ...'nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İlgili Hukuk 3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." 3.2.2. 3402 sayılı Yasa'nın "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti" başlıklı 13. maddesi: "Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu...

              nın da 1975 yılında taşınmaz üzerine ahşap bir ev yaptırdığını, o dönemlerde davalı ...'in Almanya'da işçi olarak çalıştığını, taşınmaz ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, muris ...'nın 1994 yılında ölümü üzerine çocukları arasında yapılan fiili taksim sonucu dava konusu taşınmaz davacının zilyetliğine geçtiğini, 1997 yılında taşınmaz üzerindeki ahşap ev yanınca davacının betonarme bina inşaatına başladığını ve inşaatı belirli bir seviyeye getirdiğini, ancak maddi gücü yetmediği için inşaata devam edemediğini ve amcası olan davalı ...'in kendisine maddi destekte bulunduğunu, inşaatın geri kalan kısmını davacı ile davalı ...'in beraber tamamladıklarını, inşaatın 2002 yılında bittiğini, 1994 yılından 2002 yılına kadar taşınmazın zilyedinin yine davacıda olduğunu, 2002 yılında davalı ...'...

                İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” denilmektedir. 2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden...

                  i göstermiş, taşınmaz başında yapılan keşifte davacının tanık olarak gösterdiği, daha sonradan davaya dahil edilen diğer tespit maliki ...; davacının iddia ettiği bölümün aralarında yapmış oldukları anlaşmadan dolayı davacı tarafından kullanıldığını bildirmiş, yerel bilirkişi ... 1983 yılından bu yana taşınmazın davacı ... tarafından kullanıldığına bizzat şahit olduğunu beyan etmiştir. 3402 sayılı kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde; "zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına" tespit ve tescil edileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre çekişmeli bölümün 1983 yılından bu yana kullandığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu