Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

; tapuda kayıtlı taşınmaz malın, kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; kayıt sahibi adına, kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, tespit edileceği düzenlenmiştir....

    Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Somut olaya gelince; Davacı kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayanarak elatmanın önlenmesini istemiştir. Davacı arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, talebi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4/c maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davasıdır. Dava dilekçesinde dava olunan şeyin değeri 10.000 TL olarak gösterilmiştir. Dava konusunun değeri gözönünde bulundurulduğunda, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/64 esas, 2021/213 karar sayılı dava dosyasında verilen elatmanın önlenmesi (zilyet olunan taşınmaza) talebinin kabulüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; elatmanın önlenmesi (zilyet olunan taşınmaza) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacının davasının KABULÜ İLE, Davalının davacıya ait olduğu tespit olunan İlkadım İlçesi 19 Mayıs Mahallesi Hürriyet Sokak No:2 de kayıtlı iş hanının girişe göre sol yanında bulunan 7,5 m2 lik alanının iş hanının orta malı vasfında bulunduğu anlaşılmakla davalının vaki müdahalesinin menine," karar verilmiştir....

      Kadastro sonucunda Samsun İli, Ayvacık İlçesi, Terice Mahallesi 146 ada 5 parsel sayılı taşınmaz davalı adına tespit edilmiş olup, tespite itiraz olunmaması üzerine tespit 20/06/2009 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar, çekişmeli taşınmazın muris Arif ile davalı Yılmaz tarafından birlikte zilyet edindikleri taşınmaz olup, aralarında yapmış oldukları taksim neticesinde taşınmazın ortasından geçen dere esas alınmak sureti ile derenin yukarısında yer alan taşınmazın davacılar murisi Arif Özcan'a kaldığını öne sürerek dava açmıştır....

      Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinde herhangi bir kayıt ve belge esas alınmamış; miras bırakanından intikalen ve taksimen davalıya intikal edip zilyet olduğu gerekçesi ile taşınmaz, davalı adına tespit edilmiş davalı cevabında, taşınmazın babası ...'ten intikalen taksimen kendisine intikal ettiğini belirtmiştir. Davacı ise taşınmazda zilyet olduğu gerekçesi ile dava açmış, yargılama sırasında ise önceleri kardeşi, davacının miras bırakanı ... ile birlikte zilyet olduklarını, sonradan ağabeyi ...'ın ... Köyü'ne göçmüş olması nedeniyle de kendisinin zilyet olduğunu, üzerindeki ağaçları da kendisinin diktiğini ileri sürmüştür. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimin zilyetinde olduğu noktasında toplanmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece mümkün olduğunca yaşlı, taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır....

        Kadastro Kanunun 13:maddesine göre;Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti:Madde 13 – Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;a) Kayıt sahibi adına,b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012- 6302/4 md.)...

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, taşınmaz üzerinde 41 payda davacı ve arkadaşları, 87 payda davalının zilyet olduğunun, taşınmaz üzerindeki iki katlı kargir evde ise 41 payda davacı ve arkadaşları, 87 payda ise davalı ...'in zilyet olduğunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosunun iptaline ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda husumetin taşınmazın tespit maliki olan ...ye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava sadece beyanlar hanesinde lehine zilyetlik şerhi verilen ... aleyhine açılmış, tespit maliki olan 'ye husumet yöneltilmeyerek taraf teşkili eksik bırakılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile zilyetlik şerhinin düzeltilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu ....Köyü 108 ada 11 parsel sayılı 22560 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile ve beyanlar hanesinde ... oğlu ...'ın zilyetliğinde olduğu şerhi verilerek Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazın 20 yılı aşkın süreden beri zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmış, ıslah dilekçesinde ise orman kadastro tutanağındaki taşınmazda zilyet olarak tesbit edilen ... oğlu ...'ın adının silinerek ... oğlu ...'ın zilyet olarak yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Mahkemece, fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan 04.07.2014 havale tarihli raporda (A2) ile gösterilen temyiz konusu bölümde davacının tespit tarihi olan 2010 yılından 4 yıl önce zilyet olmaya başladığı ve tespit tarihi itibariyle de davacının zilyet olduğu ancak tespit tarihinden 4 yıl öncesinde lehine zilyetlik şerhi verilen davalı ...’nın zilyet olduğunun belirlendiği ve bu zilyetliğin korunması gerektiği gerekçesiyle ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi, davacı ... lehine ise muhdesat şerhi verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç mevzuata uygun değildir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle ... adına tescil edileceği düzenlenmiştir...

              in fer'i zilyet olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacının iddia ettiği gibi temyize konu taşınmaz bölümünün yarı payını satın almış olduğu kabul edilse dahi dinlenilen yerel ve tespit bilirkişisi ile tanık beyanlarından davacının taşınmazın üzerinde hiç bir zaman zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmaza zilyet olan davalı ...'in ise davacı adına fer'i zilyet olduğunun dosya kapsamıyla ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu