Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

b-Dava konusu edilen 216 parselden ifraz olunan 1459 nolu parselin pilon yeri vasfında Türkiye Elektrik Kurumu adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu parsel yönünden davacının mülkiyet hakkı veya haklı nedene dayalı zilyetliği ispat edilemediğine göre istemin reddi yerine kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. c-Dava konusu edilen ... 551 nolu parselin kadastro mahkemesinde davalı olması nedeni ile malik hanesinin boş bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacı bu parsel için köy muhtarından kendisinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu gösterir belge almış ve ibraz etmiştir. Her ne kadar köy muhtarlığınca davacıya 551 nolu parsel için zilyet ve tasarrufunda olduğuna dair belge verilmiş ise de Dairemizin 2013/11724 esas numarası altında incelenen Afşin 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLYET OLUNAN TAŞINMAZA -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; zilyet olunan taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,12.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyet olunan taşınmazın tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel kadastro çalışması 1975 yılında yapılıp dava konusu taşınmaz açısından kesinleşmiş, 1988 yılında ... kadastrosu yapılmış, taşınmaz ... sınırları dışında bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/07/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

          Dava, genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılarak yargılamasına devam olunan bir davadır. Genel Mahkemelerden aktarılan davanın tarafları, aktarılan davanın tarafları ile çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanağında hak sahibi olarak adları geçen kişilerdir. Somut olayda, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit tutanağında zilyet olarak İlyas ... mirasçıları, ... ... mirasçıları, ... ... mirasçıları, ... mirasçıları ve...ile davacı ... zilyet olarak gösterilmiş olup, bu kişilerin de davaya dahil edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Mahkemece bu kişiler de davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması gerekirken, bu kişiler davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir....

            Dolayısıyla mirasçı olan davanın tarafları tasarruf şekli ne olursa olsun taşınmaza birlikte zilyet sayılır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazların vaad alacaklısı davacıya ayrıca teslimi gerekmez. Satışı vaad edilen taşınmazlarda davalı da hukuken zilyet sayıldığından, dava sözleşme tarihine nazaran 10 yıllık süre geçtikten sonra da açılmış olsa vaad borçlularının zamanaşımı savunmasında bulunması Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan «dürüst davranma» kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenemez. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında mahkemece çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması yerine davanın zamanaşımı varlığından sözedilerek reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

              HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tapuda ''avlulu tek katlı kargir ev ve iki adet samanlık'' vasfı ile kayıtlı olan dava konusu 282 ada 2 parsel sayılı taşınmazı tapu kaydına güvenerek, iyiniyetle dava dışı kişiden satın aldığını ve taşınmazda zilyet olduğunu, ancak inşaat yapımı sırasında tapuda belirtilen vasıfta kayıtlı ve zilyet olunan yerin dava konusu 282 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu öğrendiğini, hataya düştüğünü ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan dava konusu 282 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, dava konusu 282 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına tescilini istemiştir. Davalı, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının ancak taşınmazı satın aldığı kişiye karşı böyle bir dava açabileceğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca herhangi bir hata da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                ın zilyet olduğu, tespitten sonraki zilyet ...'ün ise zilyetliğini devretmiş olup korunmaya değer hakkı kalmadığı belirlendiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren aleyhine temyiz olunan tarafa verilmesine, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 20.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  tan kayden satın olarak 240 ve 411 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zilyet olan davacıların, önceki zilyet ile birlikte taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin 20 yılı aştığı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacılar, davaya konu 411 parsel sayılı taşınmazın dayandıkları tapu kaydının kapsamında kaldığını, taşınmaz üzerinde önceki malik ile birlikte 30 yılı aşan süre ile zilyet olduklarını ileri sürerek dava açmışlardır. Kayden satın alarak malik oldukları dava dışı 240 parsel sayılı taşınmaz her ne kadar 30.09.1965 tarih 130 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak tespit edilmiş ise de, davacılar taşınmazı bu tapu kaydı ile değil, oluşan çap kaydı ile satın almışlardır. Bu nedenle tapu kaydına dayalı olarak hak talep etmeleri mümkün bulunmamaktadır....

                    Taşınmaz daha sonra aynı şerh ile birlikte ... Belediyesine devredilmiştir.Davacının, eşi ... 'dan önce vefat eden kayınvalidesi muris ... yönünden 2/12 hisse oranında mirasçı olduğu, ancak davacının eşinden sonra vefat eden kayınpederi ... 'dan dolayı mirasçı olmadığı tartışmasızdır.Ecrimisil davaları, taşınmaz maliki tarafından açılabileceği gibi taşınmaza zilyet olan (tapu tahsis belgesi bulunan) kişi ya da mirasçıları tarafından da açılabilir. Bu durumda davacı, rızası bulunmadan taşınmaz mal zilyetliği gasp edilmiş olan kişidir. Bir taşınmaz malın yararlanma hakkının malik tarafından başka kimseye bırakılması halinde, işgal tazminatını istemek hakkı, yararlanma hakkına sahip olan kişiye (davacıya) ait olur. Başka bir deyişle, hak sahibi zilyet, kötü niyetli zilyetten her zaman ecrimisil isteyebilir (TMK.nun 982 ve 983 maddesi).Ancak, dosya kapsamından davalıların dava konusu binanın anneleri ... tarafından değil, babaları ......

                      UYAP Entegrasyonu