Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabilir. Salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarının incelenmesinde, fen bilirkişi raporunda A, B ve C harfiyle gösterilen dava konusu yerler 1997 yılında ifrazen oluşan 131 parsel sayılı taşınmaz içerisindeyken, imar uygulaması sonucu 101 ada 2 parsel, 102 ada 2 parsel ve imar yolunda kalmıştır. Davacının ve davalının söz konusu parsellerde payı bulunmamaktadır. Eldeki dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair ......

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının örnekleme yoluyla sayıldığı, sayılanlar içerisinde, “halkın sosyal hayatını yansıtan insan yapısı araç ve gereçler dahil, bilim, din ve mihaniki sanatlarla ilgili etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının da yer aldığı, 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesi kapsamında korunması gerekli değer taşıyan tüm kültür ve tabiat varlıkları gibi etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının da tasnif ve tescile tabi olduğu, tasnif ve tescile tabi olmayan varlıkların zaten 2863 sayılı Kanunun konusu dışında kaldığı ve bunlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunulabileceği, anılan Kanun kapsamına giren kültür ve tabiat varlıklarının bulundurulmasının, alınıp...

        Maddesi hükmü gereğince müvekkilin zilyetlik hakkının korunması amacıyla yapılan saldırının sona erdirilmesi ve tecavüzün refi ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla vaki müdahale nedeniyle müvekkilin uğradığı 5.000.-TL zararın davalıdan tazmin edilmesine karar verilmesi talebine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu 981,982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır....

          Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, iptale konu idari yaptırımın hukuki dayanağının Anayasanın 41, 42, 56 ve 58; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu; 5326 sayılı Kanun’un 4, 22 ve 32; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/c ve 66.; 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 2/A ve 11/B; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3/a-1 ve 4; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 339, 340 ve 369; 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 52, 56 ve 59; Milli Eğitim Bakanlığının 13/01/2011 tarihli İlköğretime Erişim ve Devamının İzlenmesi Çalışmalarında Kurumlar Arası İşbirliği Konulu Protokolü ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zaralarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’a dayanarak çıkartılan Diyarbakır Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 02.10.2014 tarihli ve 2014/507 karar sayılı Diyarbakır İli Genelinde Çocukların Korunması ve Kamu Esenliğinin Sağlanması ile ilgili kararı olduğu gibi, yetkili makamlar tarafından kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığın, korunması için hukuka...

            Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, iptale konu idari yaptırımın hukuki dayanağının Anayasanın 41, 42, 56 ve 58; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu; 5326 sayılı Kanun’un 4, 22 ve 32; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/c ve 66.; 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 2/A ve 11/B; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3/a-1 ve 4; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 339, 340 ve 369; 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 52, 56 ve 59; Milli Eğitim Bakanlığının 13/01/2011 tarihli İlköğretime Erişim ve Devamının İzlenmesi Çalışmalarında Kurumlar Arası İşbirliği Konulu Protokolü ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zaralarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’a dayanarak çıkartılan Diyarbakır Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 02.10.2014 tarihli ve 2014/507 karar sayılı Diyarbakır İli Genelinde Çocukların Korunması ve Kamu Esenliğinin Sağlanması ile ilgili kararı olduğu gibi, yetkili makamlar tarafından kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığın, korunması için hukuka...

              düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî...

                Somut olayda davacı 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmeden önce tüketici sorunları hakem heyetine başvurmuş ise de, tüketici sorunları hakem heyetinin 2.081,75 TL nin davacı tüketiciye iadesine ilişkin 27.05.2014 tarihli kararı, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 22.maddesi hükümlerine göre delil mahiyetindedir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre tüketici hakem heyetince verilen delil mahiyetinde olan karara konu uyuşmazlık, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketicinin yeniden tüketici hakem heyetine başvurması gerekir....

                  Küçüklerin babasının ölümü üzerine, nüfus müdürlüğünce küçüklerin mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu, uyuşmazlığın çekişmesiz yargı niteliğinde olduğundan sulh mahkemesince görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de ihbar, çocukların mallarının korunması amacıyla yapıldığından mahkemece bu husus irdelenerek bir karar verilmesi gerekmekte olup, çocuklara vasi tayin edilmesi hususu ayrı bir dava konusudur....

                    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 352. ve devamı maddeleri uyarınca açılan çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar ... ve ...’nın babaları ... ’nın’ın vefatı sonucu, velayeti kullanan anne Hamide İncekara’nın yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı hususu kuşkusuzdur. Sinop Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi tarafından, çocukların velisinin isminde yanılgıya düşülerek, ... isimli şahsın belirlenen ikametgahına göre yetkisizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 10....

                      UYAP Entegrasyonu