Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 189 ile 193. maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül borcudur. Mülga 818 sayılı BK’nın 189. maddesinde zapta karşı teminat: “Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.” şeklinde tanımlanmıştır. Satıcının bu borcu ile ilgili olarak öğretide “zabta karşı tekeffül satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebi ile alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanmamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır (Tandoğan H., Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.1/1, 4....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıba karşı tekeffül nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, davalıların eser sözleşmesinin kefili olduğu, zapta ve ayıba karşı tekeffül dolayısıyla ortaya çıkan tazminat yükümlülüğünden sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile dava dışı ... İnş. ve Malz. Pvc. Alü. Doğ. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 19.09.2002 tarihli sözleşmede, davacıya ait inşaatların PVC doğrama ve sair işlerinin ... Ltd. Şti. tarafından yapılması kararlaştırılmış, bu davada davalı olan ... ile ... “müteselsil kefil ve müşterek borçlular” sıfatıyla sözleşmeyi imzalamıştır. Yüklenici ... Ltd. Şti. aleyhine İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan davada 7.160,00 TL eksik ve ayıplı imalât bedelinin tahsiline karar verilmiş, karar Daire'mizce onanmak suretiyle 22.01.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Ancak borçlu hakkında yapılan takip sonuçsuz kalınca davalılar aleyhine takibe geçilmiş, itiraz üzerine eldeki dava açılmıştır....

        KARAR Davacılar, miras bırakanları ... ile karşı taraf davalılar murisi ... ... arasında yapılan 06.11.1971 tarihli yazılı sözleşme ile senette sınırları yazılı tapusuz taşınmazın 12.000.TL bedelle satın ve teslim alındığını, 1976 yılında yapılan tapulama çalışmaları ile taşınmazın ... adına tespit gördüğünü, ancak 1980 yılında taşınmazın önceki maliki ve ... ...’ın miras bırakanı ... ...’ın terekesine iadesi için dava dışı 3.şahıs ... tarafından Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, tapunun iptali ile taşınmazın ... ... mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, kararın 13.09.2001 tarihinde kesinleştiğini, davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince sorumlu olduklarını ileri sürerek 20.000.TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişler, ıslahen bu taleplerini 34.000.TL’ye yükseltmişlerdir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıba karşı tekeffül borcuna dayanan alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 28/05/2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...'...

              Davalı vekilinin diğer bir istinaf nedeni olarak; tazminat bedeli olarak üyeliği devredenlerin serbest piyasa koşulları altında kendi aralarındaki alım satımı neticesi oluşan fiyattan zapta karşı tekeffül hükümleri uygulanarak ödenen en son meblağın tamamına hükmedildiği, oysaki zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini ileri sürmüş ise de yukarıda açıklandığı üzere 16 nolu bağımsız bölümünün üyeliğinin dava dışı ...'e tespiti nedeniyle davalı kooperatifin'in, öncelikle dairenin tahsis edildiği son üye ...'ın, sonrasında üyeliği devreden ... ve davacının zararlarını karşılamakla sorumlu olduğu, ...'ın zararı karşılandığı iddia edilmiş ise de bu husus ...'e bildirilmediğinden davalının sorumluluğu ortadan kalkmadığı, davacı aleyhine açılan rücuen tazminat davasının davalıya ihbar edilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle davalının faiz, yargılama ve takip giderlerinde de sorumlu olduğu görülmüştür....

                Mahkemece, davalı ... yönünden; davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden; satıcı olan davalının araçtaki gizli ayıbı davacıdan sakladığına dair net bilgi ve iddianın ortaya konulamaması nedeniyle davanın reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231. maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır....

                  -KARAR- Davacı-karşı davalı vekili, kumaş ticareti ile uğraşan müvekkilinin Mayıs 2013 tarihinden itibaren davalı yana kumaş satıp teslim ettiğini, bu ticari ilişki kapsamında davalının müvekkiline ödemeler yaptığını, ancak 03.03.2014 takip tarihinde ödenmemiş 50.120,65 TL borç bulunduğundan bu miktar üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin tamamına itiraz eden davalının aynı tarihte müvekkiline 28.520,66 TL ödeme yaptığını, ancak kısmi ödemenin icra takip tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle asıl alacak dışında icra masrafları, ödeme tarihine kadar işlemiş faiz tutarı ve vekâlet ücretinden kaynaklanan borçların da ödenmesi gerektiğini, dolayısıyla icra takibinden sonra yapılan ödemenin borcu ve fer’ilerini ortadan kaldırmadığını iddia ederek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2015 NUMARASI : 2014/152-2015/27 Uyuşmazlık; araç alım sözleşmesinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu