Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nde bulunan hesabına konulan haczin, İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince kaldırılması talebinin reddine ilişkin 16.08.2013 tarihli memurluk işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece, borçlunun başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle takibin iptali talebi olarak değerlendirilip, 5411 sayılı Kanun'un 106 ve 141. maddelerine göre fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olduğundan şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesinde; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez ......'' hükmü yer almaktadır. O halde, mahkemece, borçlunun ... Bankası A.Ş.'nde bulunan hesabına konulan haczin, İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince kaldırılması talebinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçlunun talepte bulunmadığı zamanaşımı şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir....

    Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalının, alacaklı olduğu 15.000 YTL.lik senede dayanarak davacı hakkında icra takibi yaptığı ve senet bedelinin davacı tarafından ödendiği, dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, davacı iade edilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığını anladığını belirterek, senet bedelinin tahsili talepli bu davayı açmıştır. Davacı, süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş olup, mahkemece dava İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası olarak değerlendirilerek, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava klasik istirdat davası olmayıp, İİK.nun 72.maddesinde belirtilen zamanaşımı süresine tabi değildir. Davacının şikayeti üzerine davalı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dava açılmış olup, bu dava halen derdesttir....

      DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE ZAMANAŞIMI İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. İş mahkemesine ait karara istinaden Bakırköy 3. İcra müdürlüğünün 2019/23881 E.sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra dosyasından 15/01/2020 tarihinde haberdar olduklarını, tebliğ alan Mehmet Güler'in müvekkilin çalışanı olmadığını, takibin dayanağı olan mahkeme kararı bakımından 10 yıllık takip süresinin takip tarihi itibariyle dolduğunu, İİK 39/1, TMS 156/2 gereğince ilamlar için 10 yıllık zamanaşımı bulunduğunu, ilamın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına icra emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, söz konusu ilamın Bakırköy 1....

      Mahkemece, ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygunluğu ve buna bağlı olarak takibin kesinleştiği tarih denetime elverişli şekilde tespit edildikten sonra, davacı borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımı şikayeti olup olmadığı belirlenerek, sonucuna göre bu talep yönünden inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından 3 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet ve diğer itirazları yanında, zamanaşımı itirazında da bulunduğu, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak tespit edildikten sonra, zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, çeke dayalı olarak 28.12.2020 tarihinde takibe başlanmış olup, takibe dayanak çekin keşide tarihinin 23.02.2018 tarihi olduğu, 05.03.2018 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği, çekin ibraz süresinin sona ermesinden itibaren zamanaşımını süresinin işlemeye başlayacağı, çekte zamanaşımı süresinin TTK 778. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun'un 749. maddesi gereğince 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı davacının zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı-alacaklı tarafça taşkın faiz talebinde bulunulmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davacının borca ve zamanaşımına yönelik itirazlarının ve çekin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

          Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 60/2. maddesi gereğince, zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının davalıları emniyeti suistimal suçu ile suçladığı anlaşılmaktadır. Davaya konu eylem 5237 sayılı TCY'da düzenlenen suç olup, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır. Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için somut olay ile ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma açılmış bulunması da şart değildir....

            nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi altı ay iken, 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Ancak takibe konu 30.04.2009 keşide tarihli çek 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeke altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Somut olayda mahkemece; zamanaşımı itirazının İİK.nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilmesi sırasında, takibin kesinleşmesinden sonra 10.01.2012- 30.10.2012 tarihleri arasında zamanaşımını kesen takip işlemi yapılmadığından zamanaşımının gerçekleştiği belirtilmiş ise de; 24.05.2012 tarihinde borçlu adresinde haciz işlemi yapıldığı belirlenmiş olup, bu işlem zamanaşımını keser. Bu nedenle mahkeme kararında belirtilen süreler içinde zamanaşımı gerçekleşmemişir....

              Bu haliyle borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 78/5. maddesine ilişkin olduğu halde, mahkemece istem, İİK'nun 71. ve 33/a maddelerine dayalı, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti olarak nitelendirilerek, istemin kabulü yönünde, sonuca gidildiği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Alacaklı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; her ne kadar alacaklı taraf katılma yolu ile kararı temyiz etmiş ise de alacaklı tarafından yatırılmış bir temyiz harcı bulunmadığından istemin (REDDİNE), 2-Borçlu tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Borçlu taraf vekili icra mahekemesine başvurusunda; usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar vermiş ancak zamanaşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu