Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre takibe dayanak çeklerin zamanaşımına uğradığı gibi, açılan iş bu davada BK’nun 125.maddesinde öngörülen genel zamanaşımı süresinin ileri sürülemeyeceği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, İcra Mahkemesince 6 aylık zamanaşımı süresi içinde işlem yapılmadığı gerekçesiyle zamanaşımına uğradığı saptanan çekten kaynaklanmaktadır. Davacı çekin lehdarı, davalı ise keşidecisi durumundadır. Dava konusu çekin, taraflar arasındaki alım satım ilişkisi nedeniyle keşide edildiği iddia edilmektedir. Zamanaşımına uğrayan bir çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın her türlü delille kanıtlanması olanaklıdır....
İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, takip dosyasında, borçlular adına gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının bulunamadığı icra müdürlüğünün 27.11.2015 tarihli kararında belirtildiğinden ve borçlulara daha sonra takiple ilgili bir ödeme emri gönderilmediği anlaşıldığından, muteriz borçlular yönünden kesinleşmiş bir takip bulunmadığı, borçlulara daha sonra yenileme emri ile birlikte ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı görülmüştür. Borçlular, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettikleri zaman dilimini belirtmemişler ise de, başvuru tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tavsifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçluların başvurularının, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....
Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir.(Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Kaldı ki somut olayda icra takibine konu borç, şikayetçi borçlu tarafından değil, icra kefilince ödenmiştir. İcra kefili ....'ın, İİK'nun 106-110. maddeleri uyarınca süresinde satış istenilmediği gerekçesi ile haczin kaldırılması istemiyle ilgili olarak İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25.03.2015 tarih, 2015/360 E.-2015/268 K. sayılı ilamı ile verilen karar, borçlunun zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de, çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur....
Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzun zamanaşımı süreleri uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddesinde ise tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, olayda bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacının şikayeti üzerine ... sayılı dosyası ile özel belgede sahtecilik suçundan .. hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 05/05/2016 tarih, 2016/1071 Esas - 2016/13433 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun isteminin, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti olup, senetlerin vade tarihine bakılmaksızın zamanaşımının şikayet tarihinde dolmadığı anlaşılmıştır....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurularak kambiyo vasfı şikayetinde bulunulduğu, bilahare 08.12.2017 tarihli ek beyan dilekçesi ile de, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazının ileri sürüldüğü, mahkemece, sadece kambiyo vasfı şikayeti değerlendirilerek istemin reddedildiği, kararın borçlu yanca, zamanaşımı itirazının incelenmediği gerekçesiyle istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, itiraz...
Bu durumda; icra dosyasında, 13/06/2005 tarihinden, yenileme talep tarihi olan 03/09/2015 tarihine kadar 10 yıl 2 ay 20 gün geçmiş olup, bu süre içinde zamanaşımını kesen nitelikte takip işlemi yapılmadığından, takipte zamanaşımı gerçekleşmiştir. O halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davacının şikayeti üzerine davalının bedelsiz senedi takibe koymak suçundan yargılandığı davada takibe konu senetteki yazıların taraflara ait olmadığının saptandığı davalı hakkında verilen mahkumiyet kararı sonrası temyiz incelemesi sürecinde zamanaşımı nedeniyle ceza davasının düşmesine karar verilmiş ise de ceza yargılaması kapsamında davalının müsnet suça konu eylemi gerçekleştirdiği maddi olgu olarak tespit edildiğinden dolayı davanın kısmen kabulüne, takibe konu 11.750,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davaya konu senetle ilgili davacı tarafın şikayeti üzerine davalının bedelsiz senedi takibe koymak suçundan yargılandığı ve mahkumiyetine karar verildiği ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13.12.2010 tarih 2010/383 E. 2010/515 Karar nolu kararının temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 11....
Davalı, haksız açılan davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini ispat yükünün iddianın aksine davacıda bulunduğunu, davacının muhasebeci olduğunu, kendisini bir apartmanda sigortalı olarak gösterdiği için davacıya yıllar boyunca sigorta primlerini yatırması için ödeme yapıldığını, ancak davacı bu paraları ilgili yerlere yatırmadığı için mağdur olduğunu, bu nedenle davacının 5.12.1997 tarihli taahhütnameyi ve senetleri imzalayıp verdiğini, takibe 1998 yılında giriştiğini belirterek haksız davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....