Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece, 04.06.2013 ile şikayet tarihi olan 31.01.2014 tarihleri arasında çek de zamanaşımı gerçekleştiğinden istemin kabulü ile İİK'nun 71/son maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili karar verildikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği yönünde verilen bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun şekilde usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti, İİK 170. Maddesine dayalı imzaya itiraz, İİK 169. Maddesi gereğince borca itiraz ve İİK 33/a, 71/2. maddeleri gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır....

      İcra Dairesince tesis edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri raporunu düzenleyen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiğinden şikayeti inceleme yetkisinin Erzurum İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesince ise, İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2022/354 Esas sayılı icra takip dosyasından 07.03.2022 tarihinde Erzurum 3. İcra Dairesinin 2022/16 Talimat sayılı dosyasına yazılan haciz talimatı ile şikayete konu taşınmazın kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını veren esas İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        Somut olayda; davacı tarafından 17/05/2021 tarihli dilekçe ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz için icra mahkemesine başvurulduğu, davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/236 E. sayılı dosyasında, meskeniyet şikayeti yönünden tefrik kararı verilerek aynı Mahkemenin 17/05/2021 tarihli, 2021/268 E., 2021/320 K. sayılı ilamı ile meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiği ve bunun üzerine dosyanın istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye gönderildiği görülmüştür. Mahkemece, davanın ilk açılış tarihi olan 17/05/2021 tarihi dikkate alınmaksızın, yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosu tarafından yapılan tevzi tarihi dikkate alınarak, dava tarihinin hatalı tespiti ile karar verilmiş olması isabetsizdir....

        İşlemden kaldırılan icra takibinin yenilenmesinden sonra borçlu mirasçıların Tetkik Merciine şikayeti üzerine zamanaşımı gerçekleşeceğinden bahisle davacı mirasçılar hakkında icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Zamanaşımına uğrayan bono yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanık dinlenmiştir. Dinlenen tanıklarda davacıyı doğrulamıştır. Öyle olunca davacıya tamamlayıcı yemin verilerek sonuca uygun karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 15.60 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 25.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Şikayete konu haberin yer aldığı yerel gazetenin günlük süreli yayınlardan olması karşısında, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerektiğinden, şikayete konu haberin, Cumhuriyet Başsavcılığınca, daha önce öğrenildiğine ilişkin belge ya da bilgi bulunmaması karşısında, yakınan vekilinin 22.01.2007 tarihli şikayeti üzerine haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği, iki aylık hak düşürücü dava açma süresinin de bu tarihten başlayacağı dikkate alınarak, 27.03.2007 tarihinde iddianamenin kabulüyle açılmış sayılan kamu davasının, kovuşturma koşulunun oluşmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK.'nun 223/8.maddesi uyarınca düşürülmesi gerekirken, “altı aylık şikayet süresi geçtikten sonra dava açıldığı” şeklindeki gerekçeyle düşme kararı verilmesi sonuca etkili görülmemiştir....

            Ancak; 28.03.2010 tarihli yakalama tutanağı, sanık savunması, mağdur beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, şüphe üzerine durdurulan sanığın, müştekinin henüz şikayeti bulunmadan kolluk görevlilerine suça konu malzemeleri çaldığı yeri söyleyerek kendisinde bulunan suça konu malların bir kısmının müştekiye iade edilmesini sağlaması karşısında, kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına müştekinin izni olup olmadığı sorulup sonucuna göre TCK’nın 168/1-4. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 14.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 03.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                -Haksız eylemlerden doğan davalarda uygulanacak zamanaşımı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre tazminata konu eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi ... hakimi tarafından uygulanacaktır. (HGK.'nun .../02/2012 tarih ve 2011/... E.- 2011/640 K; 2012/89 sayılı ve HGK.'nun 06/05/2009 tarih 2009/...-152 Esas ve 2009/155 Karar sayılı kararları) Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için ceza davasının açılmış olması gerekmez. Somut olayda; Dairemizin 25.02.2013 tarih ve 2013/1753 E.- 2013/2927 K. sayılı ilamı ile söz konusu mahkeme kararının bozulması sonucunda, bozma sonrası yapılan yargılama sürecinde mahkemece , taraflar arasında görülen ......

                  UYAP Entegrasyonu