Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 106- 110 maddesine dayalı şikayeti yönünden KESİN olmak üzere ve davacının zamanaşımına yönelik şikayeti yönünden gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere, başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere TEMYİZ yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi....

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, 28.04.2005 vadeli ve 14.000 TL bedelli senetten dolayı davalının müvekkiline borçlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan takibin kesinleştiğini, işlemsiz kalan icra dosyasının yenilendiğini, davalının şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ileri sürerek, 14.000 TL'nin 28.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, senedin yazılı delil niteliğini kaybettiğini, davacının temel ilişkiye dayanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Ayrıca zamanaşımı defi, sadece bu defiyi ileri süren davalı bakımından hüküm ifade eder, zamanaşımı definde bulunmayan davalı yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda; davalı ... . San. Tic. Ltd. Şti vekili zamanaşımı definde bulunmamış, aleyhinde usulüne uygun şekilde dava açılmamış olan, dava .... Srv. Tic. A.Ş vekili davanın kendilerine ihbarı üzerine davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece, davanın tarafı olan davalı ... Otom. İnş. Elekt. San. Tic. Ltd. Şti yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davada taraf sıfatı bulunmayan .... Serv. Tic. A.Ş vekilinin zamanaşımı definin, davalı bakımından da hukuki sonuç doğuracak şekilde kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Maddi olayın tavsifi taraflara, hukuki değerlendirilmesi hakime ait olup, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti niteliğindedir. TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanun'un 661. maddesi uyarınca 3 yıllık zamanaşımı süresi anılan tarihler arasında gerçekleşmiştir. O halde mahkemece İİK'nun 71.maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a.maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ile davacı yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile takip dosyasından davacı yana çıkartılan tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile tebliğ tarihinin TK md. 32 gereği 18/12/2020 tarihi olarak belirlenmesine, Davacı zamanaşımı şikayetinin takip öncesi zamanaşımı şikayeti olarak kabulü ile İİK'nun 169/a maddesinin 2....

        Uyuşmazlık, takip tarihi itibariyle 68.267,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla yapılan takibin kambiyo şikayeti ile zamanaşımı itirazı nedeniyle iptali talebine ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 20/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi. x...

          Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/327 esas sayılı dosyasından yapılan ihbar üzerine yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içerisinde karar verilebileceği mümkün görülmekle dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Mala zarar verme suçu yönünden temyiz talebinin incelemesinde; O yer Cumhuriyet Savcısı'nın mala zarar verme suçundan dolayı hüküm kurulmaması nedeniyle hükmü temyiz ettiği anlaşılmış ise de, olmayan bir hükmün temyizi de mümkün bulunmadığından bu konuda zamanaşımı süresi içerisinde, 06.12.2006 tarih 5560 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca mala zarar verme suçunun suç tarihinde şikayeti tabii olduğu da nazara alınarak mahkemesince karar verilmesi mümkün olduğundan, o yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz isteminin CMUK'un 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan krulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 9.9.2013 günlü kenar yazısı ile Daireye gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Adli sicil kaydına göre silinme koşulları oluşmamış kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nun 231.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede; Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde uygulama yasa maddelerinin 50 ve 52 yerine, 50 ve 51, uygulama yasa maddesinin de 142/1-b yerine, 141/1-b olarak gösterilmesi yerinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, Hırsızlık suçunun şikayeti devam eden yakınana ait aracın camı kırılarak işlendiğinin anlaşılması karşısında; mala zarar verme eylemi ile ilgili zamanaşımı içinde yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüş, Kolluk güçlerinin tesadüfen aracın camının kırık...

                kırarak girmek şeklindeki eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b., 116/2, 119/1-c, 151. maddelerindeki hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarının gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasa'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımının suç tarihi olan 14.04.2003 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... ve müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu