İcra Hukuk Mahkemesinin ... sayılı dosyası ile dava açtığını, bu davada icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, yerel mahkeme kararını istinaf kanun yoluna akabinde Yargıtay Temyiz kanun yoluna başvuru sonucunda herhangi bir sonuç elde edemediklerini, İcranın Geri Bırakılması kararının temyiz incelemesi sonucunda 23.10.2019 tarihli Onama kararı ile 14.11.2019 tarihinde E-tebligat Yoluyla tebliğ edildiğini, bunun üzerine İİK md 33/A-2 '' Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder" hükmü gereğince işbu davayı açtıklarını, icra takibine konu alacağın çek olduğunu, her ne kadar icra hukuk mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verilmişse de alacağın zamanaşımına uğramadığını, davanın kabulü ile Konya . İcra Müdürlüğü'nün ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde; takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, zamanaşımı nedeniyle İİK'nun 71. ve 33-a. maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
O halde; Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgulara göre, yukarıda sözü edilen 2013/46-57 sayılı icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, karara karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK'nun 33/a-2. maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılacağı, dava sonuna kadar icra takibinin duracağı davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; genel zamanaşımı süresinin dolduğu, alacağın kanıtlanamadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasında varlığı ileri sürülen ödünç sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olup davacı, delil olarak icra hakimliğince zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılması kararı verilen takibe konu 22.12.2003 vade tarihli bonoya dayanmıştır. Ödünç sözleşmeleri bakımından zamanaşımı süresi, gerek 818 sayılı BK'nın 125. maddesi ve gerekse de 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi gereğince on yıl olup her iki yasa bakımından da alacaklının icra takibinde bulunması halinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Bononun vade tarihi 22.12.2003 olup, davacı bu bono ile 05.01.2006 tarihinde icra takibi yapmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/784 E. sayılı ilamı ile verilen icranın geri bırakılması kararının kaldırılması isteminde bulunduğu, mahkemece bononun 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve anılan sürenin dolduğu gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, davacı tarafça alacağın ilama dayalı olması nedeniyle 10 yıllık süreye tabi olması gerektiğinin savunulduğu, fakat takibin bonoya dayalı yapılması karşısında davacının temel ilişkiyi ileri sürerek dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, yine İİK'nin 33/a-2 maddesi gereğince bonoya dayalı yapılan takipte zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının değerlendirilmesi gerektiği, icra dosyasında yenileme öncesindeki son işlem tarihinin 10/10/2012 olduğu, dosyanın 09/06/2016 tarihinde yenilendiği, bononun tanzim tarihi 25/03/2011 olup, tanzim itibariyle 6762 sayılı TTK'nın uygulanması gerektiği, takip konusu bononun anılan kanunun 690. maddesi göndermesiyle 661....
Öte yandan, mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece takibin iptal edilmesi de yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, borcun zamanaşımına yönelik icra kefillerinin taleplerinin reddine, asıl borçlunun talebinin ise kabulü ile icranın asıl borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ..., ... ve ...'...
Maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebiyle açıldığı, mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun'un 18. maddesinde; "İcra dosyalarının yenileme muamelesi yazılı deliller ve vesikalar üzerine icra ve iflas tetkik mercii vazifesini gören icra hakimleri tarafından yapılır. Tetkik mercii icabında zayi olan delilleri tesbit için şahit de dinleyebilir" düzenlemesi yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü genelgeleri uyarınca anılan yasa hükmü, başka nedenlerle kaybolan icra dosyalarının ihyası hakkında da kıyasen uygulanır....
nin zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, takip işlemleri arasında üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile istemin kabulüne karar verildiği, alacaklı vekilince hükmün icra kefili ... yönünden temyiz edildiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.’nun 688/6.maddesi gereğince; takip konusu senette tanzim yerinin yazılı olmadığı ve aynı Kanun'un 689/son maddesine göre; tanzim edenin ad ve soyadı yanında da idari birim olarak bir yer isminin gösterilmediği sabittir. Bu halde, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belge kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır. Belirtilen durumda, dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 sayılı TBK.'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK.'...
Aynı Kanun'un 33/a maddesinin 1. fıkrası ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmünü içermektedir. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle şikayetin kabulü ile İİK'nun 71/2 ve 33a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince itirazın kabulü ve icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Somut olayda; 22/04/2016 tarihinde takip başlatıldığı, icra emrinin borçluya 28/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 02/05/2016 tarihinde icra emri tebliğinden sonra icra dosyasına 7.430.00 TL ödemede bulunarak 04/05/2016 tarihinde sair itirazlarla itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle mahkemeye başvurduğu, mahkemece bilirkişi raporu aldırılarak itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmişse de ödemenin icra emrinin tebliğinden sonra olduğu takip sonrası ödemenin icra müdürü tarafından dikkate alınması gerektiğinden borçlunun takip öncesi ödemelerine ilişkin bilirkişiden ek rapor aldırılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....