Davacı vekili; müvekkili şirketin, şirket içerisinde kullanılacak GSM hatları ile ilgili olarak davalı şirket ile anlaşma imzaladığını, ancak verilen hizmetten memnun kalınmadığı için operatör değişikliği yapıldığını, bunun üzerine davalı şirketin sözleşme ile belirlenen cezai şart alacağını talep etmesi nedeniyle müvekkili şirketin itirazi kayıtla bu bedeli ödediğini ileri sürerek; müvekkili şirketçe ödenilen 10.095,80 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; davacının tacir olması nedeniyle davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğini savunmuştur....
MENFİ TESPİT DAVASIYETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 9 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davalı F... Faktoring Hizmetleri A.Ş. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya İncelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkili île davalı T... A.Ş. arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin alacağı mallara karşılık çekler verdiğini, ancak karşılığında mal gönderilmediğini, mali sıkıntıya düşen davalı T...'nin bu çekleri diğer davalı F... Faktoring A.Ş.'...
İcra Hukuk Mahkemesi'nde istihkak davası açıldığı, 19.07.2016 tarihli 2016/803 E. ve 2016/902 kararı ile istihkak iddiasının reddine karar verildiği, kararın istinaf edildiği ancak takibin devamı üzerine davacı adresine 21.07.2016 tarihinde ikinci kez hacze gidildiği, davacı tarafça dosya borcuna karşılık itirazi kayıtla 32.250,00-TL ödeme yapıldığı , bu arada İstanbul BAM 21. Hukuk dairesi'nin 2019/2100 Esas ve 2020/1460 K....
İkinci sözleşmenin 6/4.maddesinde düzenlenen hüküm ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, ifaya ekli cezai şartın istenebilmesi için en geç teslim anında cezanın talep edileceğinin karşı tarafa bildirilerek, eserin itirazi kayıtla teslim alınması gerekmektedir. 15/04/2018 tarihli tutanakta itirazi kayıt bulunmadığı gibi, dosya kapsamında davalının teslim anında cezai şartın isteneceğine dair itirazi kayıt koyduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda, eserin teslimi sırasında itirazi kayıt koymayan davalı iş sahibi, davacı yükleniciden cezai şart talebinde bulunamayacaktır. İcra takibine konu senet cezai şart hükmünün teminatı için düzenlendiğinden ve cezai şartın koşulları gerçekleşmediğinden bu senedin icra takibine konulmasının mümkün olmadığı, davalının davacılardan bu konuda bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece, davanın kabulü ile davacıların İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ......
Diğer taraftan davacının kredilerin kullandırıldığı tarihlerde bankanın kendisinden tahsil ettiği ücret, masraf ve komisyonlara itirazda bulunmayarak krediyi kullandığı, herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmediği, bu itibarla başlangıçta itirazda bulunmadan krediyi kullanmış olan davacı yanın bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonların iadesini talep etmesinin “herkes haklarını kullanırken ve borçlarını eda ederken dürüstlük kuralına uygun davranmalı” ilkesine uygun düşmemesi, dolaysısıyla da davacı yanın ileri sürdüğü TBK 20 ve devamında düzenlenen genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin düzenleyenin karşı tarafi olan tacir ve tacirin taraf olduğu ticari ilişkilerde uygulanamayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkile ait işyerinde çalıştığı süre boyunca tüm hak ve alacaklarını eksiksiz olarak aldığı, bilirkişi raporunda bilirkişinin tüm hesaplamaları yaparken davacı tanıklarının beyanlarını baz alarak bir hesaplama yaptığı, davacı tanıklarının her ikisi de davacının yakın akrabası olduğu, davacı tanıklarından Seyhan GÜRDENİZ ile müvekkil işyeri ile halen davalık ve Samsun 2.İş Mahkemesinin 2019/499 Esas sayılı dosyası üzerinden dava devam ettiği, davacı tanıkları kendileri de beyan ettiği üzere müvekkili ile davalı oldukları, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, arada husumet bulunması nedeniyle tanıklık yapmaları ve yaptıkları şahitliğe itibar edilmesi mümkün olmadığı, maaş bordroları dosyaya sunulduğu, maaş bordroları itirazi kayıt olmaksızın imzalandığı, senelik izin kullanıldığına ilişkin davacının imzasını havi belge,işe giriş çıkış tutanakları da davacı tarafından herhangi bir itirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı, yazılı belgelerin...
Esasen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazi yazısında da, itiraza konu uyuşmazlığın “karton levha ile mührün kırılması eyleminin mühür bozma suçunu mu yoksa mala zarar verme suçunu mu oluşturduğu”na ilişkin olduğu yerinde olarak belirlenmesine karşın, itirazi yazının ilerleyen bölümünde sanığın kastının mühür bozma olmayıp hırsızlık olduğu ve bu maksatla “işyerinin kapısının kırıldığı” iddiasına yer verildiği görülmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; mülkiyeti mağdura ait olmayan bir eşyaya kasten zarar verilmesi eyleminin, mağdura yönelik olarak mala zarar verme suçunu oluşturduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gibi, “işyeri kapısında yer alan uyarı yazısı ihtivalı karton levha ile mühür kırılmış olduğuna göre bahse konu işyeri kapısının da mutlaka kırılarak açıldığının kabulü gerekir” şeklindeki, dosya münderecatına aykırı bir kabulle ve varsayıma dayalı olarak sanığın mala zarar verme suçundan hükümlülüğüne karar verilmesine de olanak bulunmamaktadır....
Ancak somut olayımızda, teslim gerçekleştiği için yani yapılan işler davalı tarafından teslim alındığı için binada halen kullanıldığı için; davalının itirazi kayıtla teslimi kabul etmesi, huzurda teslim almamış ise, o taktirde derhal eksik ve ayıplı işleri karşı tarafa ihbarla bildirmesi gerekirdi. Ancak, davalı taraf eksik işlerle herhangi bir tutanak, itirazi kayıtla teslim ya da karşı tarafa gönderdiği bir ihtarın dosya kapsamına göre sunmadığı; dosyaya sunduğu e-maillerinde tek taraflı olduğu; davacıdan gelen karşı bir cevap e-mailinin bulunmadığı sebebiyle bu hususu ispat etmiş kabul edilememiştir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının davalıya ait işyerinde çalışırken işverenle arasında konuşmadan dolayı işi bıraktığının anlaşıldığı,bu sebeple ihbar tazminatına hak kazanamadığı, davacının çalıştığı süre dikkate alındığında bu kadar uzun süre çalışan kimsenin kendi isteği ile işi bıraktığı düşünülemeyeceğinden kıdem tazminatına hak kazandığının kabulüne, davacının bordrolarında fazla mesai tahakkuku yapıldığı ve bunlara itirazi kayıt konulmadığı görüldüğünden fazla mesai talebinin de reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur. D) Temyiz: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir....
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİMER'A ARAŞTIRMASI 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 13 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 16 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 165 ada 37 parsel sayılı 64410.43 metrekare yüz-ölçümündeki taşınmaz 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı S.Osman, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır....