ALACAK DAVASIYETKİ İTİRAZI"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, davalının veresiye fişleri karşılığı davacı şirketten alınan akaryakıt bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, veresiye teslim fişlerinde belirtilen akaryakıtları müvekkilinin satın almadığını, satın alan kişinin davalının babası İbrahim için alındığını, teslim alan kısmında müvekkilinin ismi ve imzası olmadığını, müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, borcun bulunmadığını, faiz talebinin fahiş olduğunu, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini ve Köprüköy mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, yetkili ilk itirazında bulunmuştur....
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİHACZEDİLMEZLİK İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 82 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıtıda mevcut destekleme politikalarının değiştirilerek çiftçilere doğrudan gelir desteği sağlanması ve kayıt sisteminin oluşturulması amacı ile ülke çapında uygulama yapılmasına İlişkin 13.12.2001 tarih ve 2001/3405 sayılı Kararname'ye eklenen 1. maddeye göre; (çiftçilere yapılacak doğrudan gelir desteği ödemeleri diğer kamu kurum ve kuruluşlarının alacaklarına mahsup edilemez.) Ayrıca, sonraki yıllarda yayınlanan kararnamelerle çiftçiye doğrudan gelir desteği sağlanması yönündeki uygulamaya devam edilmiş ve bundan başka çiftçinin kullandığı bazı maddelerle ilgili (destekleme ödemesi) yapılması kararlaştırılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2020/1137 ESAS - 2021/1156 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinde yetkiye, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının yasal sürede olduğunu, icra müdürlüğününü yetkisizlik ve durdurma kararı vermediğini, cebri icra baskısı ile müvekkilinin ödeme yaptığını, icra müdürlüğünce alacaklıya ödenen paranın iadesinin alacaklıdan istediğini, paranın iade edildiğini, ancak paranın taraflarına ödenmediğini, takip dosyasına iade edilen paranın harç kesintileri ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep...
Hukuk Dairesi, sözleşmenin tek suret olması ve sözleşme aslının davalı tarafça muhafaza ediliyor olması nedeniyle davalının itirazi kayıt niteliğindeki bu çıkıntıya onay verdiği gerekçesiyle mahkememizin kararını bozmuştur. Yüce Daire, davacının el yazısıyla sözleşmenin altına yazdığı ibarenin itirazi kayıt niteliğinde olduğunu, davalının sözleşmeyi bu itirazi kayıtla kabul edip sakladığını belirtmiştir. Oysa, bir sözleşmenin kuruluşu aşamasında itirazi kayıttan söz edilemez. Somut olayda itirazi kayıt değil, sözleşmedeki gerçek taraf iradelerinin ne olduğu, sözleşmenin hangi koşullarda kurulduğu sorunu vardır. Sözleşme, tarafların karşılıklı icap ve kabulleriyle kurulur (TBK'nın 1. maddesi). Sözleşme, hazır olanlar arasında yapılan ve ıslak imzayla imzalanmış bir sözleşmedir. TBK'nın 1. maddesi uyarınca, sözleşmenin kurulmasına esas irade açıklaması açık veya örtülü olabilir....
Takip dosyasına borçlu tarafından, kendisine ödeme emri tebliğinden önce borcun yatırıldığı, yapılan bu ödemenin İİK'nun 263 veya 266. maddesi kapsamında ve teminat karşılığında ihtiyati hacizlerine kaldırılmasına yönelik olmadığı, itirazi kayıtla borç ödemesi mahiyetinde olduğu, bu haliyle borcun yatırılması sırasında yanlışlıkla yapılan bir ödemeden de bahsedilemeyeceği anlaşılmakla İİK'nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu itirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.(Yargıtay 12. HD'nin 2014/1636- 4759 E-K sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.)...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalıdan 26.727.00- TL'ye satın alınan ve 20.06.2019 tarihli faturaya konu asansör motorlarının ayıplı çıktığını, ayıbın giderilmesine ilişkin taleplerin yerine getirilmediğini, nihayetinde ayıplı malların 28.03.2020 tarihinde davalıya iade edildiğini, davalının itirazi kayıt ileri sürmeksizin ayıplı malları teslim almasına karşın mallar nedeniyle ödenen bedeli iade etmediğini, öte yandan müvekkilinin ayıplı malların iadesi için yapmış olduğu masraflar ile ayıplı motorların yerine alınan yeni motorlar nedeniyle oluşan fiyat farkından dolayı da zararlarının bulunduğunu, dava öncesinde arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek oluşan zararlara binaen 31.482,40- TL'nin ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2191 KARAR NO : 2022/898 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2021 NUMARASI : 2020/445 ESAS, 2021/252 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET-YETKİ İTİRAZI KARAR : Bodrum 2....
YETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirkete mobil telefon kullanımından dolayı borçlu olduğunu, alacağının tahsili için icra takibi yaptıklarını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, icra takibinde belirtilen şekilde ve miktarda davacı şirkete borçlarının bulunmadığını, davacının sebepsiz zenginleşme amacıyla hareket ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının faiziyle birlikte toplam 681.608.902....
Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalar içeriğindeki malların müvekkilince davalıya satılarak teslim edilmiş ise de, 8.962. 40 YTL bakiye alacağın ödenmediğini aleyhine girişilen takibe davalı borçlunun itirazi sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında, takibe konu edilen faturalar içeriğindeki malların müvekkilince alınmadığını, davacıya borçları da bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....