Borçlu vekili, borcun takip başlamadan önce itfa edildiğini ve borçlunun alacaklı tarafından ibra edildiğini ileri sürerek, itiraz dilekçesine 18.01.2013 tarihli "belge ve ibraname" başlıklı belge ile 21.03.2013 tarihli 99.436,76 TL bedelli tediye makbuzu ibraz etmiştir. Her iki belge incelendiğinde; takibe dayanak ilamdan bahsedildiği, alacaklı .. tarafından imzalandığı," belge ve ibraname" başlıklı belgede ayrıca ve açıkça "...'den hiç bir alacağımın kalmadığını ve bu alacakla ilgili olarak ...'ni ibra ettiğimi beyan ve kabul ederim" şeklinde beyanlar bulunduğu görülmektedir. Alacaklı vekili (ve alacaklı) İcra Mahkemesinde belgelerdeki imzayı inkar etmemiş; ancak (nedenleri genel yargılamada tartışılacak olan) alacaklı kandırılarak, belgelerin imzalatıldığı, alacaklıya ödenen bir paranın bulunmadığı def'inde bulunmuştur....
ın İİK'nun 333/a 5237 sayılı TCK'nun 62, 52/2.maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2.000.00TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildikten sonra, aynı mahkemece, Karşıyaka 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 20.8.2009 tarih ve 2009/470-599 sayı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle kambiyo hukukuna yönelik takibin devamı olanağı kalktığı gerekçesiyle 11/11/2009 gün ve 2007/673 esas, 2008/518 ek sayılı kararı ile sanık hakkında verilen cezanın İİK'nun 354.maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiş ise de; İİK'nun 354.maddesindeki "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer" şeklindeki düzenleme karşısında, davanın ve cezanın tüm neticeleriyle birlikte düşürülmesine karar verilebilmesi için müştekinin feragati veya borcun itfa edilmiş olmasının gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan...
Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda; Vakıf Banka ait dekont, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü harcama talimatı ve ödeme emri belgelerinden hareketle, dosya borcunun kalmadığı iddia edilmektedir. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, alacaklı vekilinden, belirtilen ödemelere karşı beyanları sorularak bu beyanlar ve İİK 33/2 maddesi kapsamında ödeme belgelerinin kabul edilebilirliği değerlendirilip bilirkişi aracılığı ile denetime elverişli rapor aldırılarak dosyada bakiye borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir. Bu hususlarda eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak 18.11.2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı,borçluya 02.11.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ ediliği ve takibin kesinleştiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, İİK'nun 71. maddesi göre itfa nedeniyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın...
Mahkemece davacının haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz etmeyerek malın veya paranın kendi zimmetinde veya yedinde bulunduğunu kabul ettiği, dava açılmasına davalı şirketin değil, haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen davacının sebep olduğu, davanın açılmasından sonra davanın konusunun itfa edildiği, dava açılmasına davacının sebep olduğu ve bu nedenle de vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın açılmasından sonra konusu itfa nedeniyle ortadan kalktığından bu hususta hüküm kurulmasına mahal bulunmadığına, davalı dava açılmasına sebep olmadığından davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, davalı ... Melat San.ve Tic.A.Ş için takdir olunan 824.21 YTL vekalet ücreti ve davalı şirket tarafından yapılan 9.50 YTL mahkeme masrafının davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İİK'nun 169-a/1. maddesi gereğince; borçlu, icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde, itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı 03.01.2013 tarihli "Sözleşme ve ödeme begesidir" başlıklı belgede ve banka dekontlarında takibe konu senede açıkça atıfta bulunulmadığı belirlenmiştir. Alacaklı taraf, bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olmadığını ve sunulan ödeme belgelerinde takibe konu bonoya atıfta bulunulmadığını savunmuştur....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi 210........31.12.1999 tarih ve 662 nolu kredi borç senetlerine dayanmaktadır. Alacaklı kooperatif vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden takibe konu senede istinaden borçlu hakkında .........sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığı ve dosyanın işlemden kaldırılması üzerine yenilenerek ....... sayılı dosyası olarak takibe devam edildiği anlaşılmaktadır....
Borçluların icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169/a maddesine dayalı borca itiraz olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin, takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, senetlerin tahsilatına ilişkin olarak borçluların sunduğu Halkbank'a ait banka dekontlarında, takip konusu 05.11.2014, 05.12.2014 ve 05.01.2015 vadeli senetlere atıf olduğu ve takip tarihinden önce ödeme yapıldığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçluların borca itirazlarının kısmen kabulü ile 05.11.2014, 05.12.2014 ve 05.01.2015 vadeli senetler yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlunun takibe yönelik şikayetleri ile birlikte borcun kısmen itfa edildiğini belirterek takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin icra emrinin henüz borçlu şirkete tebliğ edilmediğinden ve mahkemeye başvurmakta hukuki yararın bulunmadığından bahisle istemin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu vekilinin yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....