Belirtilmelidir ki, borçlunun senedin kambiyo senedi olma vasfıyla ilgili ve alacaklının takip hakkına yönelik bir şikâyeti olmadığına göre kendisinin bonodan dolayı sorumluluğunun olmadığı yönündeki itirazı İİK 169. maddesi hükümlerince çözümlenmesi gereken borca itiraz niteliğinde olup; İİK. 170 a/son maddesinin somut olay yönünden uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı yan borca itiraz ettiğine göre 22.05.2013 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı 31.05.2013 tarihinde itiraz ederek, İİK’nın 168. maddesinde düzenlenen 5 günlük süreyi geçirmiş olduğundan itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gereğine değinen Özel Daire bozma kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma kararında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, davacı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 03/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borca itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılması gerektiği, davacı tarafından sunulan belge fotokopisinde herhangi bir havalenin bulunmadığı, icra dosyasında dava dışı borçlu Hakan Dalkıran'ın borca itiraz dilekçesi bulunduğu, 18/05/2021 tarihinde icra müdürlüğü tarafından itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ise de, 23/06/2021 tarihli icra müdürlüğü kararıyla davacının icra dosyasında borca itiraz dilekçesi bulunmadığından davacı yönünden takibin...
Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, süresinde verilen dilekçe ile dosyanın gönderildiği mahkemece davalının süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, aidat borcunun götürülecek borç olması nedeniyle, davacı kooperatifin merkezinin bulunduğu yer itibariyle mahkemenin yetkili olması nedeniyle davanın esasına girildiği, icra müdürlüğünce yetki itirazının kabulü kararından sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için gerekli işlemlerin davacı tarafça ikmal edilmediği, dolayısıyla itirazın iptali davasına konu olabilecek geçerli bir icra takibi bulunmadığı, itirazın iptali davasında geçerli bir icra takibi bulunması hususunun dava şartı olduğu, davacının geçerli bir icra takibine dayanarak itirazın iptali davası açmadığı gerekçesiyle, dava şartı noksanlığından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 21.01.2014 tarih ve 2013/9059 Esas, 2014/326 Karar sayılı ilamıyla, kooperatif ile üyeleri arasındaki...
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Borçlu tarafından aynı iddialar ile yapılan itiraz borca itiraz niteliğindedir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, takip dosyalarından ödeme emirlerinin davacı borçluya 04/07/2018 ve 14/08/2018 tarihlerinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun yasal beş günlük süreden sonra, 19/06/2019 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmakla itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2018/4234 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına mernis adresine 7 örnek ödeme emri gönderilmek üzere iki defa tebligat hazırlandığını, fakat tebligatların gönderilmediğini, aynı adrese daha sonra TK 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmesi şerhli tebligat çıkartıldığını, tebligatın 09/08/2018 tarihinde Tebligat Kanununa aykırı olarak muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 23/02/2022 tarihinde müvekkilinin emekli maaşına haciz konulması üzerine takibi öğrendiklerini, tebligatın usulsüz olduğunu, öğrenme üzerine süresi içinde icra dosyasında borca itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 23/02/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine ilişkin kararının şikayet yoluyla kaldırılmasına, icra takibinin itirazları nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı borçlular tarafından icra mahkemesine yasal (5) günlük süreden sonra 16.10.2018 tarihinde başvurularak borca itiraz edildiği, ayrıca davalının takip hakkına sahip olmadığı ileri sürüldüğü, Davacıların borca itirazları ile davalı alacaklının takip hakkı bulunmadığına dair şikayetlerinin yasal süre içinde yapılmamış olması nedeniyle süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece şikayetin esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılmasına, davacıların borca itirazlarının ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayetinin süre aşımından reddine, davacıların sair şikayetlerinin esastan reddine, davacıların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
-K A R A R- Davacı şirketler vekili, müvekkillerinin tekstil alanında faaliyet yürüttüğünü, birçok ülkeye ihracat yaptıklarını, dünya ekonomisindeki genel durgunluk ve belirsizlik nedeniyle % 30’a varan ciro kayıplarının müvekkillerini borca batık hale getirdiğini, reel olan iyileştirme projelerinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulacaklarını ileri sürerek, İİK’nun 179. ve HUMK’nun 101. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkillerinin borca batıklığının tespitini ve iflaslarının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların ihtiyati tedbir istemlerinin İİK’nun 179/a ve 179/b maddeleri uyarınca kabulüne karar verilmiş, müdahillerden ......
Dava kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı borca ve yetkiye yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyizine gelince; Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli ilamsız icra takibi sırasında, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca birlikte itiraz etmesi nedeniyle borca ve yetkiye yönelik itirazın iptali için genel mahkemede dava açılmıştır. Mahkemece icra dairesi yetkisiz kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle Tetkik Merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmak zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, örnek 10 nolu ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip konusu çek nedeniyle borcu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Borçlu vekilinin başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğindedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 169/a-5 maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.”...