DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Dava dilekçesinde ödeme emri tebliğ edilmediği için borca itiraz edilmediği belirtilmiş olup, icra müdürlüğüne yazılı veya sözlü itirazda bulunulduğu iddia edilmemiştir. Davacı yargılama aşamasında alınan beyanında, icra müdürlüğü görevlisinin "biz itiraz dilekçesini kabul etmiyoruz, icra mahkemesine gitmen gerekir" demesi üzerine bu dilekçesini atarak, mahkemeye hitaben dilekçe yazdırdığını ve dava açtığını belirtmiş ise de, davacı bu iddiasını ispatlayamadığı gibi, borca itirazın reddi konusunda icra müdürlüğünce verilen bir karar da bulunmamaktadır....
Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur. İcra dosyaları kapsamındaki belgelerden davacıların ödeme emrinin 17.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğinden bahisle borca itiraz dilekçeleri sundukları asıl ve birleşen davanın da 21.10.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili takibe itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 13.01.2022 tarihinde tebellüğ edilen ödeme emrindeki borca, yetkiye, faize ve her türlü fer’ilerine karşı itirazlarını içeren dilekçeleri olduğunu, yukarıda numarası belirtilen dosyanızdan örnek no:7 ödeme emri müvekkil şirket tarafından 13.01.2022 tarihinde tebellüğ edildiğini, Süresi içerisinde itirazlarını sunduklarını, Alacaklı görünen tarafından müvekkil aleyhine açılan 1.772,71-TL olan borca itiraz ettiklerini, Müvekkilin, dosya alacaklısına herhangi bir ad altında borcu olmadığını, Kaldı ki Borçlu da alacaklı olduğunu iddia ettiği rakamın neye dayanarak talep edildiğine ilişkin fatura vb. dayanak belge sunamadığını, Dolayısıyla bu bedelin haksız olduğunu, Müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkilin borçlu olduğu herhangi bir rakam bulunmadığını, Bu sebeple borca, faize ve her türlü fer’ilerine açıkça itiraz ettiklerini, icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, Müvekkilin adresi yukarıda...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi... Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul)....
Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece, sadece borca itiraz konusunda karar verilmiş olup, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2.Bozma nedenine göre, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...’a geri verilmesine 06.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı, hak düşürücü süre, dava şartı ve husumet yönünden itirazlarını bildirmelerine rağmen ilk derece mahkemesince bu hususlar dikkate alınmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının süresi içerisinde borca batıklığı tespit ettirmediğini ve mirası red girişiminde bulunmadığını, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanlarından da anlaşılacağı üzere davacının babası adına çekilen tüketici kredisini kendisi kullanmak için çektirdiğini ve bu sebeple de murisin ölümünden sonra icra takibine tüm kardeşleri itiraz ederken kendisinin itiraz etmediğini ve kendi isteği ile borcun tamamını ödediğini, murisin 9 çocuğunun olduğunu, davacı dışındaki tüm çocukların borca itiraz ettiklerini, diğer kardeşlerin hepsinin bu haklarını kullanırken davacının o aşamada bu hakkını kullanmaması...
Mahkeme; davacı T1 yönünden yapılan incelemede, davacının iddiasının borca itiraz olduğu, İİK'nın 168/5 maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetkiye ve borcun ödendiğine yönelik itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine sunulmasının zorunlu olduğu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, davacı borçlu T1'a ödeme emrinin 20/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, T1'ın davayı yasal 5 günlük süreden sonra 29/03/2022 tarihinde açtığı anlaşıldığından, davacı T1 yönünden açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine, davacı T2 yönünden yapılan incelemede; davacının iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, davacının iddiasını İİK'nın 169/a maddesi uyarınca resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat etmesi gerektiği, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması...
A.Ş.’nin 5 günlük borca itiraz süresi içerisinde 15.8.2019 tarihinde icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı senedin teminat amacıyla verildiğini, takipte istenen işlemiş faiz miktarı ile işleyecek faiz oranının fahiş olduğunu, icra dairelerinde yabancı para alacağına dayalı takip yapılamayacağını ve takipte asıl alacak ile faiz alacağının TL karşılığının ayrı ayrı gösterilmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, borca itiraz incelemesinin devamı sırasında icra takibinin kesinleşmesinden sonra 31.10.2019 tarihinde ise borçlu ...’ın icra mahkemesine başvurarak, takip konusu borcun 03.10.2019 tarihinde alacaklıya haricen ödendiğini ve buna dair ödeme belgesi alındığından bahisle itfa nedeniyle takibin iptalini istediği ve bu şikayetin asıl borca itiraz dosyasında birleştirildiği, İlk Derece Mahkemesince asıl dosyada borca itirazın kısmen kabulü ile 3.533,56 USD’ı aşan işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına, sair borca itirazların, borçlunun tazminat isteminin ve...
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, --- Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.Davacı tarafça---sözleşmesine dayanarak davalılar hakkında tahsilde tekerrür olmamak şartıyla --- tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, borcun dayanağı çekin keşidecisinin davalı --- tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılabileceği, davalı --- tarihinde borca ve--yetkisine itiraz ettiği, davalı --- tarihli borca ve ---yetkisine itiraz ettiği, davacı vekili tarafından yetki itirazın kabulü üzerine dosyanın ---Esasına kaydedildiği,----ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı --- tarihinde borca itiraz edildiği,--- çıkarılan ödeme emri tebligatın ise iade olduğu, akabinde davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı, Davalı --- yönünden yönünden dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından başlatılan icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, davacının yerleşim yerinin--- davalıların yerleşim yerinin --- bulunmadığı...
Mahkeme; davalı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 15/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kambiyo senetlerine özgü takipte itirazların ödeme emri tebliğden itibaren 5 gün içinde ileri sürülmesi gerektiği, itiraz için son günün 20/05/2019 olduğu, ancak davanın 22/05/2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davacı borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra kambiyo takibinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde imzaya ve borca etmek isteyen borçlu, itirazlarını ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmelidir. Aksi takdirde itirazlar süre aşımı nedeniyle reddedilir....